Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an

Dücane Cündioğlu

Sayfa Sayısına Göre Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tefsir problemleri...
Halk heyecanla evine ğötürdüğü devâsâ eserlerin içine girdiğinde, onca rivayet ve yorum karşısında ne yapacağını, hangisini ve niçin tercih edeceğini bilememektedir.
Sayfa 5
İslâm'ı doğru anlamak, doğru bir biçimde tatbik etmek ise, hiç kuşkusuz Kur'an'ı doğru anlamadıkça, onun öğretisini sağlıklı bir biçimde kavramadıkça mümkün olmaz!
Reklam
Müslümanı Müslüman yapan, hayatını, varoluşunu anlamlı kılan, hedeflerini, maksatlarını, gayelerini oluşturan, kendisine sıkıntılarının, sorunlarının olduğunu hatırlatan, bunları aşması gerektiğini söyleyen, elbette sahip olduğu dindir, İslâm’dır. İslâm’ın mihverinde ise Kur’an yer alır. İslâm’ı doğru anlamak , doğru bir biçimde tatbik etmek ise, hiç kuşkusuz Kur'an’ı doğru anlamadıkça, onun öğretisini sağlıklı bir biçimde kavramadıkça mümkün olmaz!
Sayfa 5 - Kapı Yayınları
Hemen hemen bir asırlık çeviri tecrübesinin ciddi bir muhase- besi neticesinde artık anlaşılmış olmah ki vahy-i ilahi'nin çeşmesinden içmek için tek başına meal ve tefsirlere başvurmak çare değildir. Nev'i şahsına münhasır bir formda sunuldukları için basanlı olsalar bile - mealler yetersiz kalmakta, koca ciltlere baliğ olan tefsirlerin dili ise halka hitab etmemektedir. Halk heyecanla evine götürdüğü devâsa eserlerin içine girdiğinde, onca rivayet ve yorum karşısında ne yapacağını, hangisini ve niçin tercih edeceğini bilememektedir. Tefsir Usûlü kabilinden yazılan eserlere gelince, zaten sayılan birkaç taneyi aşmayan bu kitapların da hesabı verilmemiş bilgileri tekrarlamaktan öte bir işlev gördüğünü söylemek mümkün değildir.
Sayfa 5 - Kapı
İslâm'ın mihverinde ise Kur'an yer alır. İslâm'ı doğru anlamak, doğru bir biçimde tatbik etmek ise, hiç kuşkusuz Kur'an'ı doğru anlamadıkça, onun öğretisini sağlıklı bir biçimde kavramadıkça mümkün olmaz!
Sayfa 5 - KapıKitabı okudu
Müslümanı Müslüman yapan, hayatını, varoluşunu anlamlı kılan, hedeflerini, maksatlarını, gayelerini oluşturan, kendisine sıkıntılarının, sorunlarının olduğunu hatırlatan, bunları aşması gerektiğini söyleyen, elbette sahip olduğu dindir, İslâm'dır.
Reklam
Bir Kur’an ayetinin hangi anlama geldiğini bilmek isteyeceklerin, öncelikle ayetin nasıl ve niçin o anlama geldiğini bilmeleri gerekir. Çünkü anlama’nın konusu olan Kur’an ile anlama’nın kendisi hakkında açık-seçik bir tasavvura ulaşıl(a)madığı, lafzın mânâya delâlet yolları, anlama esnasında nelerin olup bittiği, kısaca anlama’nın ilkeleri bilin(e)mediği takdirde, bir ayetin anlamının, o ayetin doğru ve/veya yanlış anlama olduğu kesinlik kazan(a)maz. Kesinliğin olmadığı yerde, doğru ya da yanlış anlam’dan söz edilemez. Doğru ya da yanlış anlam’dan söz edilemediği yerde ise -hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki- bir anlam’dan söz edilemez!
Sayfa 7
Kesinliğin olmadığı yerde, doğru ya da yanlış anlam'dan söz edilemez. Doğru ya da yanlış anlam'dan söz edilemediği yerde ise -hiç kimsenin kuşkusuz olmasın ki- bir anlam'dan söz edilemez!
Sayfa 7 - KapıKitabı okudu
Bir Kur'an ayetinin hangi anlama geldiğini bilmek isteyeceklerin, öncelikle ayetin nasıl ve niçin o anlama geldiğini bilmeleri gerekir.
Sayfa 7 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
“Kur’an’ı anlamak” ibaresinde geçen Kur’an sözcüğünün yerine, bu sözcüğün mahiyetine değil muhtevasına (‘içeriğine’, dolayısıyla ‘işlevine’) delâlet eden lafızların ikame edilmesi, her şeyden önce, anlama’nın nesnesinin (Kur’an’ın) ne tür bir varlık-tarzına, ne tür bir varlık sferine ait olduğunun hesaba katılmadığını, daha da önemlisi, bu takdirde anlama’nın araçlarının ve biçiminin değişebileceğinin dikkate alınmadığını gösterir. Halbuki böyle bir usûl hatası,-çoğunlukla yapılageldiği üzere- henüz anlama’nın nesnesini (Kur’an’ın kendisini) ele almadan, bu konuda açık-seçik bir kavrayışa ulaşmadan, zaten varoluş sebebini bir ihmalde bulan bir karmaşanın tam da içine düşülmesine yol açar. Çünkü yorum karmaşası, yorumla konu olan metnin ibarelerinden önce o metnin tabiatını anlamadaki farklılıklardan kaynaklanır. Metnin muhatabı, metnin kendisini nasıl düşünüyor, nasıl düşlüyor ise, metnin içeriğini de bu düşüncesine uygun bir yoruma tâbi tutar.
Sayfa 10
Reklam
Öyleyse, tasavvurlarımız (kavramlarımız) doğru olmadığı zaman, birer yargı bildiren önermelerimizde doğru olamayacaktır, önermelerimiz doğru olmadığı yada doğru önermeler kuramadığımız sürece, bu önermelerle gerçekleştirdiğimiz akıl yürütmelerimiz de doğru sonuçlanmayacaktır...
Sayfa 13 - Kapı Yayınları
“Her bilgi(ilim), ya tasavvur ya da tasdiktir.” derken, İslâm Mantıkçılarının ve Kelâmcılarının yaptıkları şey, düşünmenin iki ana safhasını işaretlemektir. (Razî, 1986: 2/321) Burada ilk bilgi, tasavvur’dan başlatılmak suretiyle adına düşünme denen eylemin, önce kavram ve tanımlarla, sonra bu kavram ve tanımların(dolayısıyla bu kavram ve tanımlardan elde edilen önermelerin) birbirine bağlanmasıyla meydana geldiği, tasavvurlar (kavramlar) tasdik edilmedikçe, başka bir deyişle kavramlar, ‘önermeler’ halini alıp doğru ya da yanlış bilgi bir bilgi verir hale getirilmedikçe düşünme’nin tamamlanmamış olacağı ifade edilmektedir. Öyleyse, tasavvurlarımız (kavramlarımız) doğru olmadığı zaman, birer yargı bildiren önermelerimiz de doğru olmayacaktır. Önermelerimiz doğru olmadığı ya da doğru önermeler kuramadığımız sürece, bu önermelerle gerçekleştirdiğimiz akılyürütmelerimiz de doğru sonuçlanmayacaktır; yani akılyürütmenin esası önermeler (yargı bildiren cümleler), önermelerin esası da tasavvurlar, yani kavramlardır.
Sayfa 13
Yorum, yorumlayanın kim olduğuna, kime hitab ettiğine, yorum amacının ne olduğuna ve tarihin hangi noktasında yorumlandığına göre değişir.
Sayfa 15
Yorum, yorumlayanın kim olduğuna, kime hitap ettiğine, yorum amacının ne olduğuna ve tarihin hangi noktasında yorumlandığına göre değişir. Bu anlamda, bütün yorumların 'koşullu' olduğunu söyleyebiliriz: içinde bulundukları koşullarla 'ilişkilidirler'. Yorum, diğer yorumcuların söyledikleriyle ilişkilidir; onları kabul, red veya devam ettirir. Geçmişle veya başka bir yorumlarla ilişkisi olmayan yorum yoktur. (Said, 1984: 185)
Sayfa 15
139 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.