Sözlü Kültürden Yazılı Kültüre

Anlam'ın Tarihi

Dücane Cündioğlu

Anlam'ın Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Anlam'ın Tarihi sözleri ve alıntılarını, Anlam'ın Tarihi kitap alıntılarını, Anlam'ın Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kur'an, içerdiği mesaj ve hükümler itibariyle tüm insanlık ve tüm zamanlar için rahmettir, şifadır, yol göstericidir.
Sayfa 6
Geçmiş bilinmedikçe, geçmişte olup bitenler nazar-ı itibara alınmadıkça, muhkem bir gelecek kurulabilir mi?
Sayfa 156
Reklam
Heidegger “Was ist Metaphysik” (metafizik nedir?) adlı eserinin girişinde, Descartes’in “Bütün felsefe, kökleri metafizik, gövdesi fizik, bu gövdeden çıkan dalları da öbür bilimlerin hepsi olan bir ağaç gibidir” şeklindeki benzetmesini zikreder. Bu benzetmeye bağlı kalarak soruyoruz: Felsefe ağacının kökleri hangi topraktadır? Bu kökler ve onların sayesinde de ağaç, kendilerini besleyen özsuyu ve gücü hangi temelden alırlar? Hangi unsur ağacın taşıyıcı ve besleyici köklerini, temelde ve toprakta gizlenerek saçak saçak örer? (Heidegger-1991:7) Bu felsefe ağacı nerede durmaktadır? Heidegger bu suali sorduktan sonra, cevabını da kendisi vermeye çalışacaktır. Bu ağacın tutunduğu toprak varlıktır, felsefe ağacının kökleri olan metafizik, varlık denen zemine oturur. Varlıkta kök salar. Bu cevap karşısında insan aklına “Peki varlık nedir?” “Bu varlık nerede durur?” “Varlık anlamını nasıl kazanır?” gibi sualler gelmektedir.
İslam geldiğinde yazı yazmayı bilenlerin sayısı, Mekke'de Kureyş'den 17, Medine'de ise Evs ve Hazrec'den 11 kişiydi.
Önceki alimlerden herhangi biri vefat edeceği zaman, kitaplarını imza eder veya imha edilmelerini vasiyet ederdi. Bunu da belki bu kitaplar, içlerindeki ahkamı bilmez liyakatsiz kimselerin eline geçer de onlarda buldukları her şeyi zahirine hamleder veya bir şeyler ekleyip çıkarırlar da sonra bunlar o kitapların asıl yazarına nisbet edilir korkusuyla yaparlardı
Bütün maziyi ihmal etmek suretiyle aydınlık bir geleceğe yürümeyi istihdaf edenler, eldeki Türkçe çevirilere bakıp bu çevirilerde yığınla hata görünce, hangi çeviriyi tercih edeceklerini bilemez hale gelmişler, bir ayetin çevirisi, diğerinde tam aksi ile yer almış, mesela bir çeviride Babil’deki Harut ve Marut adlı meleklere ‘sihir indirildiğini’ okuyanlar, bir başka çeviride, bu meleklere ‘sihir indirilmediği’ şeklindeki bir cümleyle karşılaşmışlar, bir çeviride Hazreti Yusuf’un sözü olarak okudukları bir cümleyi, başka bir çeviride Aziz’in karısının sözü olarak okumuşlar, bir çeviride “elbiseni yıka” şeklindeki bir emrin, başka bir çeviride nasıl olup da “nefsini arındır” manasına dönüştüğünü anlayamamışlar, bir çeviride “ilimde rasih olanların müteşabihatı bilemeyecekleri” söylenirken, başka bir çeviride “bileceklerinden” söz edilmesine bir mana verememişler, kısaca bu ve benzeri misaller çoğaldıkça insanlar ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdir.
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
197 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.