"İstanbul dışında, gündelik ve genel yaşamıyla, böyle ayrıntılı biçimde anlatılmış başka kentler var mı, bilmiyorum? Ahmet Rasim, Refik Halit gibi yazarlar eski İstanbul'u nasıl ölümsüzleştirmişlerse, çocukluğumun masal ülkesini öyle canlandırmak istedim." -Necati Güngör Hikâyeleri ve İstanbul yazılarıyla tanıdığımız Necati Güngör, bu kez doğrudan doğruya çocukluk yıllarını, anne babasını, içinde büyüdüğü kenti anlatıyor... Yazar, çocukluğunun izini sürerken, bir kentin tepeden tırnağa bütün yaşamının resmini çiziyor: Malatya'nın tarihini, söylencelerini, yemeklerini, çarşılarını, esnafını, satıcılarını, sinemalarını, camilerini, hamamlarını, parklarını, mesirelerini, kayısı bahçelerini, ilginç insanlarını, delilerini, faytonlarını, ramazanlarını, bayramlarını, sokaklarını, çocuk oyunlarını, mahalle hayatını, evlerin iç yaşamını, mimarisini, zengini yoksuluyla insanlarının ortak eğilimlerini, zayıflıkları ve güzelliklerini, değişen yaşamını... Yakıcı bir özlem duygusuyla, o yılları bilenlerin burnunun direğini sızlatacak kadar duyarlı biçimde edebiyatımıza mal ediyor.