Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlyada'dan Parthenon'a

Antik Yunan Uygarlığı 1

Andre Bonnard

En Eski Antik Yunan Uygarlığı 1 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Antik Yunan Uygarlığı 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Antik Yunan Uygarlığı 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Heredot
" Yunanistan yoksulluğun okulunda yetiştirilmiştir. "
Sayfa 32 - Evrensel Basım Yayın, Çevirmen: Kerem Kurtgözü
Nedir o halde uygarlık dedikleri? Uygar sözcüğü, Yunancada, evcilleşmiş, işlenmiş, aşılanmış anlamına gelir.
Sayfa 19
Reklam
Uygar insan, aşılanmış insandır, daha besleyici ve daha tatlı meyveler versin diye kendi kendini aşılayan insandır.
Sayfa 19
“Hellen topluluğu aynı kandandır” diye yazar Herodot, "aynı dili konuşur, aynı tanrılara, aynı tapınaklara, aynı sungulara, aynı adetlere, aynı törelere sahiptir.”
Sayfa 30
Aşağılayıcı olmayan terim olarak Barbar düpedüz yabancı, Yunanlı olmayan, bu dilleri kuş dillerine benzeyecek kadar tuhaf hale getirip bar-bar-bar konuşan kimse demektir.
Sayfa 30
”İçelim. Lambanın ışığını niye bekleyelim ki, azıcık günümüz kalmış. İndir, çocuk büyük alaca bardakları. Şarabı insanlara Zeus ile Semele’nin oğlu verdi, sıkıntılarını unutsunlar diye. Bir kısım şarap iki kısım su, doldur onları ağzına kadar. Bir bardak öbürünü isteklendirir. ” (Ey Ramuz! Hayır, bu Alkaios (Alkeos).)
Sayfa 34
Reklam
Homeros’un İlyada'sı -Yunan halkının ilk büyük kazanımı, şiiri ele geçirmesidir- savaştaki insanın, tutkuları ve tanrılar yüzünden savaşa sürüklenmiş insanların şiiridir. Burada büyük bir şair bu iğrenç felaket karşısında insanın, “ kan içici... tanrıların en tiksinti vereni” Ares ile karşı karşıya kalmış insanın soyluluğunu dile getirir.
Sayfa 39
Araştırma ve buluşlarıyla insanın kurtuluşu ve ilerlemesinin hizmetine sokulmayan bilim , iç gücünü, dinamiğini yitirir ve çok geçmeden yok olup gider.
Sayfa 149 - Evrensel basın yayınKitabı okuyor
İlk çağın en büyük filozoflarının kölelikten söz ederken onun kınamak bir yana haklı göstermeye çalışmaları , şaşırtıcı ve utanç verici bir şeydir. Platon ve Aristo böyledir. Özellikle de , özgür insanların olması , bu özgür insanların -yurttaşlar- siteleri yönetebilmeleri için , kölelerin , yani, yaşamak için gerekli malların üretimine koşulmuş bir insan sınıfının mutlaka gerekli olduğunu kanıtlamaya çalışan Aristo için , kölelik özgür insanların varlığının gerekçesidir. Öyleyse ona göre insanların bir bölümünü köleleştirme doğal bir hak oluyor. Ona göre , doğası gereği köle olan varlıklar vardır ve bunları savaş yoluyla köleliğe zorlamak olağandır.
Sayfa 149 - Evrensel Basım YayınKitabı okuyor
4. yüzyılın bir komedyasında bu köle şöyle der: "Köle oldum diye senden daha az insan değilim , efendim. Aynı etten kemikten yapıldık biz ; kimse yaratılıştan köle değildir, insan bedenine boyun eğdirten yazgıdır."
Reklam
Ama kadın doğasına yönelik bu bozuluşun , çok daha ağır bir toplumsal sonucu oldu. Gerçekten de , toplumsal bakımdan kadın kadar aşağılanmış , bunun için kadınlık yeteneği , kapasitesi olmayan bir varlığı , erkeği yeni bir aşk nesnesi olarak almakla , aşk duygusuna nasıl bir sapkınlığın girdiğini biliyoruz; böylece aşk , Yunan aşkı denilen olay haline gelir -antik edebiyat bu tür oğlancılıkla yüklüdür. Edebiyat, mitoloji , hem de ortalık (yaşam) bunlarla doludur-.
Tek eşli evlilik yerleşirken hiç de kadını kayırmadı. Bu evlilikte artık erkek efendidir. Kadın gelecekteki kocasını hiçbir zaman seçmemiş , hatta çoğu zaman görmemiştir bile. Erkek, yalnızca meşru çocuklar dünyaya getirmek" için evlenir. Aşk evliliği yoktur. Erkek en azından otuz , düğün gecesinden önce bebeğini Artemis'e adayan kadınsa ancak on beş yaşındadır. Evlilik iki taraftan yalnızca birini bağlayan bir sözleşmedir.
Sayfa 155 - Evrensel Basım YayınKitabı okuyor
Yunan Antikitesi'nden "tarihi referanslarımız" olarak söz etmem kuşkusuz birçok okuyucuma garip gelecektir. Etnik vurgulu bir kültür egemenliğinin neredeyse Türk olmayan her şeyi "öteki" olarak damgaladığı bir ortamda böyle bir iddia elbette şaşırtıcıdır. Fakat , yanlış mıdır?
Osmanlılar Batı bilimini ve Batı felsefesini onlarla diyalog kurarak ve doğa güçleri , toplum yapısı ve kültürel miras üzerinde eleştirel bir şekilde düşünerek benimsemediler. Batı bilimlerini bir çeşit ithal maddeleri , "ready-made" elbiseler şeklinde kabul ettiler.
Sayfa 11 - Evrensel Basım YayınKitabı okuyor
"Okuyucuları için ne kadar iyi!" diyor Detienne , "insanları ve onların çevrelerini , emeklerini , tekniklerini ; kölelerin suskunluğunu" keşfetmek isteyen okuyucular için ne kadar iyi ! Taner Timur
Sayfa 12 - Evrensel Basım YayınKitabı okuyor
208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.