Kitabı, raflarda gördüğümde; " Sümme Haşa o nasıl bir kitap ismidir" deyip elime aldım. Daha sonra biraz göz gezdirdim ve almaya karar verdim.
Kitabın ana kahramanı Tarık, ailesinden dini terbiye görmüş, aile ve ülke değerlerine bağlı bir gençtir. Üniversiteyi kazanır ve ilk kez ailesinden ve yaşadığı yöreden ayrılarak yeni bir hayata yelken açar. Ve bütün her şey böyle başlıyor.
Üniversitede tanıştığı gizemli arkadaşı ile din hakkında münazara yapmaya başlarlar. Din nedir? gerçek din nasıl oluşur soruları giderek daha derin mevzulara girer ve zaten kitabın ilgi çekmeye başlaması da böyle oluşuyor.
Münazara yaptığı arkadaşı günümüz insanlarının, şekilci, putperest, ırkçı ve anlayışsız bir tavrı aldığını, bize öğretilen din anlayışının çok yavan ve sığ olduğunu örneklendirmeler ile anlatır.
Bu detaylara fazla girmeyeceğim. ama ilgimi çeken tarafı bilime, sanata, sosyolojiye, tarihe ve din olgusuna bağlı olarak anlatılmasıdır
Hatta ilgimi çeken bir anektod; "Platonun attığı pası, Yunus Emre'nin gol yapması"
Kitabı bir kere daha okuyacağım. hatta ikinci kitap olan, Sezginin Sonsuzluğunu da bugün aldım. Ama ilk kitabı iyice değerlendirdikten sonra başlarım diye düşünüyorum
Din hakkında kesin yargılara kanmayıp, sürekli araştıran sorgulayan kişiler için harika bir beyin fırtıası olacaktır. Bol bol not aldığım nadir kitaplardandı. Tavsiye ederim