Birmingham'lı dört kişilik bir ailenin hamile annesi Miriam Ali 1965 yılında bir insanın katlanabileceği sınırların çok ötesinde bir olay yaşamıştır. İki büyük çocuğunu babaları Yemen'e götürmüş ve sonra da çocukları Yemen'de bırakarak tek başına geri dönmüştü.
Aynı evkadını 1980'de yedi çocuk anası olarak, dünyasını karartan bir olay daha yaşadı: Aynı adam, kocası Muthana Muhsin, erginlik çağına gelmemiş iki kızı Zana ile Nadia'yı sahte bir evlilik cüzdanı düzenleyerek satmış, doğum yerleri olan İngiltere'den çok uzakta, bir Ortodoğu ülkesi olan Yemen'de yaşamaya mahkum etmişti.
Ailesi parçalanan Miriam Ali, hükümetleri zor duruma düşüren ve dünya çapında manşetlere geçen uzun bir mücadeleye girişmiştir. Kalan ailesini bir arada tutmak için umutsuzca çırpınırken, çocuklarının özgürlüğü için verdiği uzun mücadelesi tüm yaşamını değiştirecektir.
Satıldıktan on dört yıl sonra yaşamını altüst edenler hala serbest ve cezalandırılmamışken, Yemen'deki çağdaş köle Nadia'nın ruh ve beden sağlığının bozulduğunu acı içinde görerek Yemen'den ayrılmak zorunda kalan Miriam'ın, bir ananın modern köleliğe karşı mücadelesini hem Nadia, hem de diğer çocuk gelinler ve onların doğurmuş olduğu çocuklar için anlatması gerekiyordu.
Nadia, Yemen'in "Küçük Birmingham" olarak bilinen Mokbana'sındaki tek İngiliz çocuk gelin değildir. Bu gerçek hikaye Nadia'nın ve Yemen'de zorla tutulan diğer kızların sıkıntılarına dikkat çekmek ve başkalarının da başına gelebilecek bu tür olayları önlemede yolgösterici olabilmek için anlatılmaktadır.
