At Çalmaya Gidiyoruz
Per PettersonEn Yeni At Çalmaya Gidiyoruz Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni At Çalmaya Gidiyoruz sözleri ve alıntılarını, en yeni At Çalmaya Gidiyoruz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Canımızın ne zaman acıyacağına biz karar veririz.
Norveçli yazar Per Petterson'ın ilk defa bir kitabını okudum.Yazarın eserleri bir çok dile çevrilmiş.Kitapta üst kurmacayı 67 yaşında olan Trond'dan dinlemekteyiz.Sanki roman okumuyoruz da , yazar sanki yanı başımızda anlatıyor.Okumaya başlayınca ara ara geçmişini 15 yaşını anlatıyor.Baba oğul hikayesi gibi görünse de bu geçmiş hikayesi aynı zamanda bir yan hikaye de var.En yakın arkadaşının ailesinde bir ölüm oluyor.Bu ailede ard arda trajediler devam ediyor.Üst kurmacadaki baş karakter yakın tarihte yaşlı olsa da geçmişten gelen tramvalarını ve babasından adeta nasıl koptuğunu çok yalın , oldukça sakin bir yazı dili ile okumaktayız.Sayfalar ilerledikçe aile trajedisi , dostluk , yanlızlık gibi kavramlar işlenmiş görünse de alt metinde 15 yaş tramvası işlenmekte.Yazar aile kavramını konu alan romanlar yazmış biri.Kendisi de söyleşisinde ; ''hayatın aile olduğunu ve kendi amacınında yaşamı bu tarafından irdelemek olduğunu '' dile getirmiş.Kitapta ; yaşam mücadelesi , 2. Dünya savaşının etkileri, doğa , orman , Norveç soğuğu gibi öğeler işlenmiş.Kitabı okumayı düşünenlere söylemek gereken klasik bir kurgu ve olay örgüsünün olmadığı.Okudukça yazarın otobiyografisini okuyormuş izlenimi uyandırdı bende kitap.Geçmiş ile şimdinin iç içe girmiş olması okuyucunun oldukça meraklanmasını sağlamakta.Okumayı düşünenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
Per Petterson 
At Çalmaya Gidiyoruz
2007 yılında, yılın en iyi beş edebiyat yapıtından biri seçildi.
İçinde bol bol doğa öğelerini barındıran, şimdide ve geçmiş zamanda geçen bir olay örgüsüne sahip bir kitapla karşı karşıyayız.
Baba oğul ilişkisi, gençlik ve yaşlılık gibi temaların ön plana çıktığı bir kitap.
At Çalmaya Gidiyoruz
Norveçli yazarın okuduğum ilk kitabı, At Çalmaya Gidiyoruz aslında çok sakin bir anlatıma sahip olmasına rağmen akıcı bir kitaptı. Kitabı okurken, belki nehirlerden çok bahsettiğinden dolayı, sakin ama dolu dolu bir nehiri seyrediyormuş hissi verdi. Zaten kitapta sakin ama dolu dolu bir kitap.
Eminim birçoğumuz bir ormanda ya da sahil kasabasında sakin bir hayat istemişizdir. Kitabın ana karakteri Trond’de karısı öldükten sonra bir orman kulübesine taşınıp hayatının sonuna kadar burda yaşamaya karar verir. Ama insan kendi başına kaldığında, kendini dinlemeye başlar ve geçmiş sürekli düşüncelerinde rüyalarında olur.Hele bir geçmişe ait tesadüfler işin içine girerse.
İşte bu ortamda Trond 15 yaşına geri döner ve tek örnek aldığı babası ile ilişkilerini, paylaştıklarını, özlemlerini hatırlamaya başlar.
Kitapta kısa kısa da olsa Nazilerin Norveç’i işgali anlatılmış, bu dönemde babasının mücadelede casus olarak faaliyette bulunması, bütün 15 yaş anılarının oluşmasını sağlamıştır.
Akıcı ve duygusal bir kitap. Okumanızı tavsiye ederim.