Öne Çıkan Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? Gönderileri
Öne Çıkan Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? kitaplarını, öne çıkan Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? yazarlarını, öne çıkan Atatürk'ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Süleyman Demirel bir değil iki rekorun sahibidir.
Altı kez (iki kez askerler tarafından) iktidardan uzaklaştırılmış, yedi kez iktidara gelerek bu ülkede başkalarına nasip olmayan bir rekora da imza atmıştır.
İkinci rekoru imam-hatiplerle ilgili. 327 yeni imam-hatip açan tek başbakan Süleyman Demirel'dir.
Türkiye'nin en muteber gazeteci-yazarlarından Cüneyt Arcayürek'in 2008'de önceki 70 yılın dincilik orijininde otopsisini çıkardığı, hızlandırılmış tur sistemiyle yazdığı kitabı. Özellikle 1938-1950 arası İsmet Paşa dönemi örneklerine ağırlık vererek başlayan kitap ülkenin 12 Eylül'den sonra süratle dincilik girdabında boğulduğunu misallerle anlatıp süreci AKP dinciliğine ve nihayet Fetullah Gülen projesine kadar getiriyor. Bu kitabın yazılmasının üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen karanlık azmi daha da fecaat hali almış ve arada bir 15 Temmuz belası da atlatılmış iken memleketin dincilik aşkının sönmesi konusunda ümitlerin azlığı bir kez daha ortaya çıkıyor. Rahmetlinin kitabı bir solukta okunan dedikleri türden bir kitap. Büyük çoğunluğunu bilsek de bilmeyenlere yeniden aktarmak için hafızaları tazeleme adına önemli bir eser.
... Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu dönemde imam-hatip okullarının öğretimi, meslek öğretimi olmaktan çıktı.
... Devletin, din eğitimi yapması, anayasada zorunluluk haline getirilip, anayasaya zorunlu din dersleri konuldu.
... Tevhid-i tedrisat kanunu bir semavi kitap değil ki.
... Şayet kuran kursları veya din eğitimi bu kanuna ters düşüyorsa, yanlış olan din eğitimi değildir; tevhid-i tedrisat kanunudur.
(tevhid-i tedrisat: eğitim birliği)
‘’Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?’’ yakın tarihe merakı olanlar için çok iyi bir kaynak niteliğinde. Bugünleri anlayabilmek için geçmişte yaşananları çok iyi bilmemiz gerekiyor, oldukça merak ettiğim dönemler olduğu için ben sıkılmadan, sindire sindire okudum. Atatürk’ten sonra 2007 yılına kadar olan dönemde irticai faaliyetlerin nasıl gerçekleştiğini tek tek anlatmış Cüneyt Arcayürek. Dönemin siyasetçilerinin icraatları ile birlikte o dönem söyledikleri sözler de yer alıyor kitapta. İnsan unutuyor ama tarih unutmuyor, arşiv niteliğinde bir eser. Şu an maalesef kitabın baskısı yok, ben 10-12 yıl önce sahaflardan edinmiştim. İsterim herkesin kütüphanesinde olsun. Ve Atam senin hakkını ödeyemeyiz.
Bu gün kendine reformcu diyen korkak ikbalcilere bakınız: Türk çocuklarının on binlercesine medrese ilkokullarında medeniyet düşmanlığı ve Türkiye halkının milyonlarcasına cami kürsülerinde Atatürk devrimleri düşmanlığı telkinleri yapıldığı bilinirken susmakta değil midirler?..
Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uyumakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre karşı değiliz. Biz sadece din işlerini millet ve devlet işlerine karıştırmamaya çalışıyoruz. Kaste ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz ve buna asla meydan vermeyeceğiz. Atatürk.
Genelkurmay Başkanı; o geceki açıklamalarında TSK adına duyarlı olduğu konuları da sıraladı:
Biz orduyu siyasetten uzak tutuyoruz. Çünkü bir elimizi sokarsak, kolumuz, bütün gövdemiz siyasetin içine girer. Bu çok yanlış olur. Böyle bir şey söz konusu değildir. Üç konuda hassasım. Önce laiklik. Bu konuda hiçbir şekilde taviz söz konusu olamaz. 66
Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin temelidir. Demokrasinin, uygarlığın, çağdaşlığın temelidir. Bakın bu yalnızca askerin, ordunun meselesi değildir. Bu, bu ülkede yaşayan herkesin meselesidir. İleriye, çağdaşlığa gitmek isteyen herkesin meselesidir. Tekrar ederek söylüyorum, siyasetle ilgili değiliz.
Biz bu Cumhuriyet'in temel kurallarında hassasız. Diğeri demokrasi. Biz demokrasiye zarar vermemek için terörle mücadeleyi özenle götürüyoruz. Yoksa bir anda gereğini yaparız. Bu anlamda eşkıya ile teröristle pazarlık bizim için söz konusu bile olamaz.
Üçüncüsü ise devlet ve ülke bütünlüğü ile halktır. Biz halka bir zarar gelsin istemiyoruz..."
Memleketi ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur. Ancak bu şekilde her türlü teşebbüsün mantıklı sonuçlara ulaşması mümkün olur. Atatürk.