Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı

Ethem Ruhi Fığlalı

En Eski Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı sözleri ve alıntılarını, en eski Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam: Cehalet ve meskenetin uyuşturduğu statik bir din değil, bilginin sevgi ile bütünleştirildiği dinamik bir din.
Sayfa 9 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
"Din sabittir, değişmez ve evrenseldir; şeriat ise dinamiktir. Din ruh ise, şeriat bedendir; büyür, gelişir, ihtiyarlar..."
Sayfa 39 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
... İşte on dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde, doğuş dönemlerinde bilginin ve sürekli gelişmenin öncüsü olan ve inananları heyecanla ve coşku ile araştırmaya teşvik eden Kur'an-ı Kerim, dolayısıyla İslâm kültürü ve medeniyeti cehaletin ve hurafelerin harmanında savruluyor; Müslümanların yaşadığı ülkeler de birçoğu sömürgeleşmiş olarak farklı statülerde Batı'nın "şamar oğlanı" haline sokulmuş bulunuyordu...
Sayfa 45 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
... Ayrıca halifenin ibkası, İstiklal Savaşı'nı henüz tamamlamış genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, zaruri bir takım mükellefiyetler yükleyecek ve dün olduğu gibi bugün de esir İslam memleketlerinin işgalden kurtarılmaları için gerekli maddi ve manevi tedbirlerin, bizzat 'hilafet' tarafından yürütülmesi ve gerçekleştirilmesini icap ettirecekti. Bugüne kadar her gittiği yerde milyonlarca insan bırakan; Yemen çöllerinde, Suriye, Irak ve Mısır'ın muhafazasında binlerce Anadolu evladına şehit veren genç millet için, kendini cihan hakimi zannetmek gafleti, artık devam etmemeliydi. (Mustafa Kemal Atatürk)
Sayfa 82 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
Şu halde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın durumunun kaçınılmaz bazı itirazları davet etmemesi için yapılacak şey, Anayasal düzenimizi buna göre kurmak yani Anayasa'da laikliğin, kamu hukuku açısından açık bir tanımını yapmak, kapsamına ve sınırlarını belirlemek olmalıdır. Geçmişte böyle yapılmamıştır ve yapılmaması fikrimizce hatalı olmuştur. Esasən bu nokta, hukukçularımızın da dikkatini çekmekte ve haklı olarak tenkitlere maruz kalmaktadır.
Sayfa 87 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
Ne var ki laik kelimesi dilimizde anlam kaymasına uğratılarak tamamen hatalı bir şekilde inançla, dinle veya din kurumu ile ilgisi bulunmayan bir kişi şeklinde tanımlanmaktadır. Oysa Katolik Kilisesine göre, "Laik, geçerli bir vaftizle vaftiz ederek bütün hak ve yükümlülükleriyle Hristiyan olan kişidir."
Sayfa 94 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı/ 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
Geri110
107 öğeden 101 ile 107 arasındakiler gösteriliyor.