Falih Rıfkı Atay, Birinci Dünya Savaşı'nda 4.Ordu Komutanı Cemal Paşa'nın özel kâtibi olarak bulunduğu Suriye-Filistin Cephesi'ni öyle hüzünlü anlatıyor ki, kitabı daha önce okumuş olan bir yakınım: “Kitabı okumanı hiç tavsiye etmem, sonra yüreğin dayanmaz. Zira kitapta yeni bir şey yok. Yöneticiler katında bu gün Anadolu insanı, yani bizler ve vatan ne kadar ucuz, ne kadar değersiz, ne kadar kolay feda edilebiliyorsa, o gün de aynı şekilde vatan ve millet kolayca harcanmış” dediğinde pek bir şey anlamamıştım.
Baştan sona hüzün dolu bu kitabı okuyunca yakınımın “Bu kitabı okuma” demekte ne kadar haklı olduğunu anladım.
“İngilizler bizden birkaç kez üstündü. Fakat beni asıl üzen nedir biliyor musun? İngilizler refah içinde, biz değiliz. Onlar sağlam, iklime göre giysileriyle, her gün tam istihkak alan, seri ve güzel atlarıyla, gereksiz ölümler için ön saflarda sömürge askerleriyle geliyorlar. Biz ise bazen kış, bazen yaz giysileri giyiyoruz. Atlarımız zayıf, sayımız az ve her ölen neferi canımızdan veriyoruz. Ölen, eskiyen, yırtılan her şey canımızdan, memleketimizden bir şey. İngilizler böyle mi? Hiçbir ziyan yok ki biz kolayca telafi edelim ve onlar telafi etmesinler.” Sayfa: 92