Herhalde bu kitabı bilmeyen yoktur.
1930'lu yıllarda yazıldığını düşünürsek Türkçenin bu kadar sade ve yalın kullanıldığı fazla kitap bulamazsınız.
Türkçe ancak bu kadar öz ve güzel kullanılabilir.
Gereksiz tek bir ayrıntı veya zorlama bir dil göremezsiniz.
Kitaba gelince özetle; konu Ankara ilinde geçmekle birlikte bunun dışında semt ve ayrıntı bulunmamaktadır.
Zaman cumhuriyetin ilk yılları...
Ayaşlı İbrahim Efendi'nin dokuz odalı apartmanın odalarını, dokuz farklı kültür ve karakterdeki, aile ya da kişilere kiralamasıyla ve bu insanların aralarında geçen diyalogları, etkileşimleri, çatışmaları anlatır.
Anlatıcımız olan banka memuru tüm karakterleri ve gelişen olayları güzelce anlatır, diğer karakterlerin toplumdaki yozlaşma, çürüme ve şahsiyetsizleşmenin sonucu olarak içki, esrar, kumar alemleri, dedikodu ile karışık menfaat kokan ilişkileri, döneme göre rahat kadınlar ve davranışları, ahlaki çöküntü ,sevgi ve sevilme ihtiyacı, sahte sevgiler, evlilikler, arkadaşlıklar, ölümler...vs. Her ne kadar anlatıcımız ideali istiyor ve temsil ediyor gibi görünse de yine de buradan kurtulmak için evlendiği güne kadar hiçbir şey yapmaz...
Çok sayıda kişinin adı geçer, sürekli gelen misafirler, hizmetçiler,akrabaları, dışarıdaki arkadaşları derken belli bir sayfadan sonra isimleri düşünmüyorsunuz bile.
Ben özellikle anlatıcının doktor arkadaşı Fahri Bey'e hayran kaldım, insanın hayatta böyle dostlara gerçekten ihtiyacı var.
Tek kelime ile; okuyun derim...!