Ayrılık Vakti

Jodi Picoult

En Eski Ayrılık Vakti Sözleri ve Alıntıları

En Eski Ayrılık Vakti sözleri ve alıntılarını, en eski Ayrılık Vakti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tennessee’de Bir Gezgin
Merak ediyorsanız, hiç cenaze arabası görmedim. Boone, New Hampshire’dan çıktıktan bir gün, üç saat, kırk sekiz dakika sonra kendimi Nashville, Tennessee’deki otobüs terminalinde buldum. Otobüsten aşağı adımımı attığım an sıcak hava yüzüme bir tokat gibi çarptı. Terminal şehrin ortasındaydı ve hareketliliği, gürültüsü beni şaşırtmıştı. Bir baş ağrısının tam ortasına inmek gibi bir şeydi. Ellerinde su şişeleriyle dolaşan turistler, dükkânların önünde gitar çalıp para toplayanlar vardı. Herkesin ayağında kovboy çizmeleri vardı. Hemen kendimi klimalı terminal binasına attım ve bir Tennessee haritası buldum. Barınağın bulunduğu Hohenwald, şehrin güneybatısındaydı, yaklaşık bir buçuk saat uzaklıktaydı. Turistlerin uğrak yeri olduğunu sanmıyordum, o yüzden oraya toplu taşımayla gidemezdim. Otostop yapacak kadar aptal da değildim. Son seksen mili gitmek, öncesindeki bin milden daha zor olabilir miydi acaba?
Sayfa 274 - April YayıncılıkKitabı okuyacak
Bir süre duvardaki dev Tennesse haritasının önünde dikilerek Amerikan çocuklarının neden coğrafyayı sevmediklerini düşündüm. Çünkü aksi olsaydı, bu eyaleti daha iyi tanıyabilirdim. Derin bir nefes aldım ve terminalden şehir merkezine çıktım. Western eşyaları satan ve canlı müzik yapan restoranların önünden yürümeye başladım. Cadde
Sayfa 274 - April YayıncılıkKitabı okuyacak
Reklam
Sanki benim yapıldığım kumaşta bir yırtık vardı ve o da bunu yamamak için uygun olan tek renkti.
Sayfa 223Kitabı okudu
Google aramasının on altıncı sayfasına geldiğimde hayvanlarda üzüntü hissiyle ilgili bir psikoloji blogu buldum. Yazının üçüncü paragrafına geldiğimde, Alice Metcalf'tan yapılan alıntıda "Hüzün duygusunun insanların tekelinde olduğunu düşünmek egoistliktir. Fillerin sevdiklerinin ardından yas tuttuklarına dair bol miktarda kanıt vardır," diyordu. Bu çok kısa bir ifadeydi, birçok bakımdan kayda değer sayılmazdı, başka dergilerde ve akademik makalelerde daha önce yüzlerce kez söylediği bir şeydi. Fakat blog girdisi 2006 tarihliydi. Annemin kayboluşundan iki yıl sonra.
Sayfa 30 - Leaving Time, APRILKitabı okudu
Bir defasında Botswana'da koruma altındaki bir arazide yürüyen bir fil sürüsünü gözlemliyordum ki sürünün lideri olan dişi fil Bontle yere yığıldı. Diğer filler Bontle'ın bir sıkıntısı olduğunu fark edince dişleriyle onu kaldırmaya çalıştılar. Bu işe yaramayınca, bazı genç erkekler yine onu kendine getirmek amacıyla taşımaya çalıştılar. O zamanlar dört yaşında olan yavrusu Kgosi, hortumunu annesinin ağzına soktu. Yavru filler annelerini böyle selamlardı. Sürüden bir homurtu yükseldi ve yavru da çığlık atar gibi bağırmaya başladı fakat sonra hepsi birden sustular. Bu noktada Bontle'ın öldüğünü anladım. Birkaç fil ağaçlara doğru gidip, yapraklar ve dallar kopararak Bontle'ı bunlarla örttüler. Diğerleri de üzerine toprak attılar. Sürü iki buçuk gün boyunca Bontle'ın başında matem içinde bekledi. Sadece yemek içmek için başından ayrılıyor, sonra geri dönüyorlardı. Yıllar sonra, kemikleri kuruyup dağılmış ve devasa kafatası kurumuş bir nehir yatağına saplanmış olmasına rağmen, sürü hala yanından geçerken durur ve birkaç dakika sessizce bekler. Geçenlerde artık sekiz yaşına gelmiş büyük bir genç erkek olan Kgosi'nin kafatasına yaklaştığını ve hortumunu Bontle'ın ağzının olduğu noktaya doğru yaklaştırdığını gördüm. Bu kemiklerin onun için genel bir anlamı olduğu aşikardı. Fakat onu görseydiniz, siz de benim inandığım şeye inanırdınız; bu kemiklerin bir zamanlar annesi olduğunu bildiğine.
Sayfa 64 - Leaving Time, APRILKitabı okudu
Acaba yaşlandıkça insanları tutkuyla özlemez mi oluyordu insan? Belki de büyümek sahip olmadıklarına değil, olduklarına odaklanmaktı.
Reklam
467 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.