⏳"İnsanda tiksinti duymama yol açan bir şey varsa, o da acımasızlığının, alçaklığının ve dar kafasının lirizm maskesine bürünmeyi başarmasıdır."s.105.
" Bir simyacının tenceresinde kaynayan asitler gibi içinizde kaynayanlarla dolup taşıyorsunuz! İçinizde taşıdığınız çirkinliği çevrenizde keşfetmek için yaşamınızı verirdiniz. Geçici olarak kendinizi tüm dünyayla barışık hissetmenin sizin için tek yolu bu. Çünkü güzel olan dünya sizi korkutuyor, sizi üzüyor ve sürekli merkezinin dışına itiyor."s.158.
"Kıskançlığın mahmuzladığı zaman inanılmaz hızlı geçer. Kıskançlık beyni coşkunluk veren bir kafa çalışmasından çok daha oyalar. Beynin tek bir boş anı yoktur. Kıskançlığın pençesine düşen, can sıkıntısı nedir bilmez."s.174.
"Hegel'de Yunan profili üzerine ilginç bir görüş var, ona göre bu profilin güzelliği burnun tek bir çizgiyle alna bağlanmasından geliyor. Bu da zekanın ve aklın merkezi olan başın üst bölümünü belirginleştiriyor. Oda komşuna bakarken buna karşılık tüm yüzün ağızda toplandığını görüyorum. Nasıl inançla çiğnediğine ve aynı zamanda nasıl yüksek sesle konuştuğuna bak. Hegel, yüzün altına, hayvansı bölümüne verilen bu önem karşısında tiksinti duyardı. Yine de, nedenini kestiremediğim halde bana sevimsiz gelen bu kız bal gibi güzel."s.75.
(Çev:Aydın Emeç).Can Sanat Yayınları.İstanbul.Kitabı okudu
"Bugün, bir zamanlar belki de sefil kurbanlarla özdeşleşen yığınların ruhu, ezenlerin sefilliğiyle özdeşleşiyor. Çünkü insan avı yüzyılımızda ayrıcalıklı olanların avıdır. Kitap okuyanların ya da bir köpeği olanların."