Sait Faik'in bu eseri; eski hikayeleri, ve son zamanlarda ki hikayeleri olmak üzere iki farklı bölüme ayrılmış. Kitap ise son zamanlardaki hikayeleri ile başlıyor. Bu kısımda dikkat ettiğim şey, anlaşılabilirliği daha zor ve imgeleri eski zamandaki hikayelerine göre daha dolu olmasıydı. Eski hikayeler bölümünde ise bir iki adet mektuba ve Sait Faik'in anılarına yer verilmiş. Dili bakımından ne ağır diyebilirim ne de hafif. Bu kitap için söylemeden geçemeyeceğim son şey ise, Sait Faik'in diğer hikayelerinde olduğu gibi nesir tadında şiirsel anlatımının okuyucuyu etkileyebilmesidir. Özellikle son hikayesinde; Behçet Necatigil, Salah Birsel, Cemil Meriç ve Oktay Akbal gibi bilindik usta kalemlerin yanı sıra, Kenan Harun, Fikret Akdora gibi çok az bilinen edebiyatçılar ile sohbetleri ve bu isimlerin birer ikişer eserlerinden bahsedişi beni çok mutlu etti. Kitabın son sayfasında ise ilk kez okuduğum, ve unutmayacağım, Behçet Necatigil'in Sait Faik'in ölümünden sonra ona ithafen yazdığı bir küçük ağıt şiiri ile bizlere, ve Sait Faik'e veda ediliyor.