Dava’yı okurken “biz seninle neden anlaşamıyoruz Kafka?” diye not düşmüştüm. Bu anlaşamama hali birkaç sene sürdü. Fakat bir gün Kafka’nın sır perdesini aralamak varmış kaderde.
Babaya Mektup
Nietzsche’nin söylediği gibi; "Babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar." galiba. Belki oğul Kafka babasının ebeveynliği veya azameti sebebiyle örülen bir korkaklık duygusuna sahip değil, heybetin kisvesiyle gizlenen büyük korkunun mirasçısıdır sadece.
Hepimiz korkuyla hemhal olup ardından da tüm yaşamımız boyunca ondan kurtulmaya çalışıyoruz. Belki korku bizi var eden, insan yapan, hislerimizi besleyen ana arterdir. Ondan kurtulursak bizi biz yapanı yok etmiş olabiliriz. Belki de bu yüzdendir korkudan kopamayıp tüm hayatımız boyunca sırtımıza yükleyişimiz, en sevdiklerimize miras bırakışımız, dünyanın kör kuyularına gitsek bile yanımızda taşıyışımız.