Çoban Amazan ve Babil Prensesi Formasante'ın hikâyesi. Babil Kralı Belus kızı Formasante'ı evlendirmeye karar verir ve bir yarışma düzenler. Beslediği aslanın kellesini alabilecek güçte kim çıkarsa kızını ona verecektir. Bunlar arasında yarışmaya katılanlardan mısır firavunu Hint şahi İskit kralı vardır ve bir de çoban amazan vardır. Yarışmayı hiçbir kral kazanamaz. Kazanan amazandir. Amazan kendi kuşunu ve aslanın kellesini içi dolu elmaslarla prensese hediye ederek oradan ayrılır. Ama kral Belus kızını bir çobana vermek istemez. Kahinlerin sözüne inanan Belus ona danışmaya gider ve kahin kızının dünyayı dolaştıktan sonra evleneceğini söyler. Ve olaylar bu başlangıçtan sonra ilerlemeye başlar. Aşk hikâyesi ile beraber mitolojik olaylar dönemin yaşantısı ve birçok konu eleştirilerek yazılmıştır. Bir aşk hikâyesinden daha fazlası var bu kitapta. Voltaire hem anlatım yönünden hemde kurgu yönünden çok sade ve akıcı bir dile sahip. Hem masal hem eleştiri içiçedir.
Formasante dünyayı gezerken bir yandan da özgürlük, barış, dini hoşgörü gibi kavramları öğreniyor. Mö 1800 dolayların da geçen öykü günümüzün ahlaki yozlaşmasına parmak basıyor. Okurken Voltaire biraz da Zerdüştlüğün etkinsinde kalmış olabileceğini düşündürtüyor.
Bir aşk öyküsü okuyacağımı düşünürken felsefi bir öykü okudum. Kitaplar içine masallar dahil olunca okumaktan çok daha fazla keyif alıyorum.
Babil Prensesi Formasente ve kendisine çoban diyen Gangarid Kralının yanlış anlaşılmalar nedeniyle ayrı ayrı düşmelerini masalsı bir kurgu ile okuyoruz. Kitabın başlangıcı Keloğlan filmini hatırlattı. Kızını evlendirmek isteyen kral, yarışma düzenler ve istenmeyen aday kazanır ve hikaye başlar. Ayrıca mitolojik olaylara yer verilmiş olması ilgimi çeken yanlarından biriydi.
Bu korkunç ve dipsiz uçurumdan, bu uyuşmazlık, zalimlik, cehalet ve bağnazlık karmaşasından şu anda belki de dünyanın en mükemmel hükümetinin doğacağına kim inanabilirdi?
İnsanı tüketen davaların, entrikaların, savaşların, din adamları arasındaki çekişmelerin saçmalığı ile korkunçluğunun ve başka amaçlar uğruna yaşamak için hayatın çok kısa olduğunun farkındaydılar..
Amazan'ın gemisiyle prensesin gemisi deniz üzerinde karşılaştılar ve hatta neredeyse birbirlerini teğet geçtiler. İki sevgili birbirlerine çok yakındılar ancak bu gerçeğin farkında değillerdi. Ah, bir bilselerdi! Ne var ki zalim kader buna izin vermedi.