Balkan Savaşı Günlüğü kitaplarını, Balkan Savaşı Günlüğü sözleri ve alıntılarını, Balkan Savaşı Günlüğü yazarlarını, Balkan Savaşı Günlüğü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkese Merhaba,
Daha önce hep okumak istediğim olan Ömer Seyfettinin Balkan savaşı günlüğü kitabını bugün okudum.
Kitapta 1912-1913 yılları arasında Ömer Seyfettinin Istanbuldan trenle yola çıkarak Makedonyaya oradan Arnavutluk'a oradanda
Yanya savunmasında Yunanlara esir düşüşünü anlatan Balkan savaşı anılarını okuyacaksınız.
Okurken hem üzüleceksiniz, hemde sinirleneceksiniz. Askerlerin birbirleriyle olan iletisimsizliğini , zafere olan inancsizligini, Komutanların liyakatsizligini , Türk askerlerinin geri çekilirken yaşadığı zorlukları, Saçma sapan söylentiler ile askerlerin nasıl moralinin bozulduğunu ve Milliyetçi Arnavutlarin ihanetlerini okuyacaksınız...
Umarım geçmişte yaşanılan bu gibi olaylardan ders alırız ve bir daha hiç yaşamayız...
Kar hala yağıyor. Şehrin dışında, bir çingene kulübesinde titriyorum. Ayaklarım donuyor. Ne olacak gibi duruyoruz?
Ne olacak?
Rezalet... Hepimiz mahvolacağız
Ömer Seyfettin'in Subay olarak katıldığı Balkan savaşın'daki hezimeti,hastalığı ,yalnız birakilislari . . .kendi yaşadıklarını yakın bir dille anlatması.Osmanli Devletinin son yıllarında da yalnız birakilisi ,tarih severler için kısa yolculukta okunacak çerezlik bir kitap.İcerik olarak çok'ta üzüntülü.
"Yaralılar arabaların üstünde ,yerlerde,karların ve çamurların içinde kıvranarak , inleyerek can veriyorlar Bu hal , sefaletin şüphesiz son derecesidir."
Kitap yazarın Balkan Savaşlarında yaşadıklarını anlatıyor. Ömer Seyfettin'in subay olarak katıldığı savaşta yazdığı günlük notlar, aslında savaş değil nasıl bir hezimet içinde olunduğunu gözler önüne seriyor. Türk askerinin düştüğü durum, kıymetsiz ve sahipsiz oluşları beni çok üzdü. Günlük konuşma şeklinde yazıldığı için yazarın içinde bulunduğu hayal kırıklığını çaresizliğini hissedebiliyorsunuz. Herkese tavsiye ederim, iyi okumalar dilerim.
Sanayiden, sonra ticaretten, ziraattan mahrum olan Türkiye'nin siyasetini idare etmek için bir ordusu vardı. Bu efsane de şimdi uçtu gitti. Onda artık ne kaldı?