Füruzan yalnızlıkla emzirilen bir uygarlık çağında, savaş yalnızı bir kadın üzerinden kötülüklerin en büyüğü savaşı, göçmen işçilerin ayakta durabilme kavgasını, ben ve diğerleri olan bir düzenin ırkçılığını, aşkı, umudu, ailenin biyolojik olan değil yanında olan olduğunu, duygusal zıtlıkların ağırlığını anlatıyor. Büyük savaşların gölgesinde insanın kendi savaşı. Yaşlıları bırakılmış, itilmiş, dışlanmış, en yakınların en uzakta olduğu bir dönem bu. Satırlar hep ağır, anlamın derinliğinden. Öğrendiğimiz, yanlışlığını bilip başkaldıramadığımız nice şey var. Belleğin unutmaya çok yatkın olduğu zamanlarda bile unutulmayacak bir kitap Berlin’in Nar Çiçeği. Herkes Füruzan’la, kalemiyle tanışmalı.