İlk kez Ahmet Hamdi Tanpınar okuyan biri için mi ağır , yoksa tarihi kitapları sevmeyen biri için mi ağır bilemedim ama bana bir nebze ağır geldiği kesin :)
Tanpınar bu kitapta gezdiği 5 şehiri okuyucuya kendi gözüyle aktarıyor. Ankara, Erzurum , Konya , Bursa ve İstanbul.
Okurken şehirlerin de bir dili , rengi , kokusu , tadı olduğunu farkettim. Ankara; Mustafa Kemal demekti, gaibten gelen ilahi bir güç demekti, kazanılan zaferler, teslimiyet demekti. Konya ; maneviyatti , Mevlâna demekti Şems demekti. Erzurum ; buram buram kan kokusuydu, yıkılıp yok olan şehir demekti, suyu çekilen nehir , insansız kalan köy, gidip dönmeyen asker demekti, Bursa'nın rengi yeşildi, yükselen minareydi, huzurdu, tabiatın en güzel haliydi. İstanbul' da yaşayan biri olarak İstanbul bende eminönünden gelen kahve kokusuydu, kanlıcada seyre dalmaktı, Sezen Aksu'nun da dediği gibi gözyaşını yüzdürmekti Hisar'a doğru...
Velhasıl durup dinlemeli, kulak vermeli, hergün geçip gittiğimiz yol, oturduğumuz bank, dinlediğimiz türkü acaba ne söylüyor bize?
Tanpınar , beyitleriyle, türküleriyle , tasvirleriyle eşyanın bile dilini konuşturmuş okuyucuyu şehir şehir dolaştırmistir.
Keyifli okumalar dilerim...