Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Küçük Hoca Tefsiri 17 Cilt

Besairul Kuran Tefsiri

Ali Küçük

Öne Çıkan Besairul Kuran Tefsiri Gönderileri

Öne Çıkan Besairul Kuran Tefsiri kitaplarını, öne çıkan Besairul Kuran Tefsiri sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Besairul Kuran Tefsiri yazarlarını, öne çıkan Besairul Kuran Tefsiri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Risale-i nur; vahiy değildir, hadis değildir; bir alimin Kur'an'ı anlama ve anlatma çabasıdır. Abartmayı bırakabilsek ne güzel olacak... Tefsirleri karşılaştırmalı okumak güzel bir istifade sağlayabilir..
Fi Zılal'il Kur'an (10 Cilt Takım)
Fi Zılal'il Kur'an (10 Cilt Takım)
Besairul Kuran Tefsiri
Besairul Kuran Tefsiri
Muhtasar İbn-i Kesir Tefsiri
Muhtasar İbn-i Kesir Tefsiri
Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt)
Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt)
Risale-i Nur
Risale-i Nur
Mü’min besmele çekeme­yeceği bir hayatın adamı değildir. Onun yaptıklarının tamamı kul­luk akdine uygun olmalıdır. Yaptığı her şeyin yaptırıcısı Allah ol­malıdır. İşte o zaman mü’min her işinin başında besmele çekebi­lecektir.
Reklam
İster esrarengiz davranın, ister açık davranın! Sözünüzü, akidenizi, yolunuzu, programınızı ister gizleyin, ister gizlemeyin Allah kalptekileri, göğüstekileri tümüyle bilendir. (Mülk13)
"Mü'min besmele çekemeyeceği bir hayatın adamı değildir."
Bakara Suresi Tefsirinden
'...Allah’ın bütün indirdiklerine iman edin, denilince; biz, bize indirilene inanırız derler....'(Bakara 91) "Aynı durum yahudi mantığı olarak bizde de yaygındır. Babalarımız ne öğrettiyse, efendilerimiz, büyüklerimiz ne bellettiyse biz ona inanıyoruz diyorlar. Onun dışında da bir doğrunun olabileceğine ihtimal vermiyoruz diyorlar. Meselâ bütün hocalar aslında Kur’an’ı anlatsa, hiçbiri saptırmasa, değiştirmese, bir grup ötekine düşman olur muydu? Mümkün değil. Tamam mutlaka farklılıklar olacaktır. Mutlaka ahlâkî yönüyle, eğitim yönüyle, eylem yönüyle farklılık olacaktır. Yâni meselâ kimisi malının tümünü vermek, kimisi yarısını vermek gibi. Ebu Bekir gibi, Ömer gibi farklılık olacak. Olsun da. Ama bugünkü gibi olmayacaktır müslümanlar."
Fatiha Tefsirinden
"Ayrıca dün de, bugün de yapay tanrılar, tıpkı Allah’ın kulla­rına yaptığı gibi kendi kullarına cennetler ve cehennemler de vaad ediyorlar. Kendi vahiylerini kabul edip uygulayanlara cen­netler, red­dedip uygulamayanlara da cehennemler vaadediyorlar. Kendilerini Allah makamında görüyorlar. Mülk bizimdir! Saltanat bizimdir! Egemenlik bizimdir! Bilgiyi biz dağıtıyoruz! Şifayı biz dağıtıyoruz! Rızkı biz veriyoruz! Hayatınızı, düzeninizi biz sağlıyoruz! İstikbalinizi biz sağlıyoruz diyerek in­sanları kendi egemenliklerine, kendi kanunlarına, kendilerine kulluğa çağırmaktadırlar." (Devamı yorumda)
Reklam
Mâlik Bin Dinar der ki: “Ey Kur’an okuyucuları! Ey ehli Kur’an olanlar! Okuduğunuz Kur’an sizin kalplerinize ne ekti ona bir bakın. Nasıl ki yağmur arzın baharı ise okuduğunuz Kur’an da mü’minin kalbinin baharıdır.”
Akıllarınızı, zekâlarınızı sadece para kazanmaya değil de biraz da Allah’ın âyetlerini tanımaya, ağızlarınızı sadece yemeye içmeye değil de biraz da Allah’ın dinini çoluk çocuğunuza anlatmaya harcayın. Böylece Allah’a güzel bir borç sunun ki yarın Allah’tan onu alasınız.
Fatiha suresi tefsirinden
"Bir şey övülecek, bir şey kabullenile­cek, sa­hiplenilecek ve hamd edilecekse unutmamalıyız ki o şey ancak Allah’la ilgisi kadarıyla övülecek ve hamd edilecektir. Yâni Allah’ın öv­düğü övülecek, övmediği de asla övülmeyecektir. Namazlarımızda bu sözü veriyoruz Rabbimize. Öyleyse bir ba­kalım hayatımıza. Acaba namazlarımızda söz ver­diğimiz gibi sadece Allah’ı ve O’nun övdüklerini mi övüyoruz? Yoksa Allah’ın övmedikle­rini övmeye, hamd etmeye, sahiplen­meye mi çalışıyoruz? Yâni ya bi­zim namazlarımızda dediğimiz doğrudur, ya da namaz dışı hayatı­mızda yaptığımız doğrudur. Namazdaki söylediğimiz Rabbimizden ol­duğuna göre kesinlikle doğru olan odur. Çünkü Rabbimizin bizden istediği odur. Meselâ bir adam ki, namaz kılmıyorsa, müslümanca bir hayat ya­şa­mıyorsa bu adamın durumu, konumu, makamı ne olursa olsun asla övülmesi mümkün değildir. Çünkü Allah’ın övmediğini bir mü’minin öv­mesi düşünülemez. Namazsız bir adam Allah’ın övmediği bir adamdır. Bir kılık-kıyafet anlayışı ki, Allah onu övmüyor, bir Müslümanın bunu sahiplenmesi, bunu hamd etmesi kesinlikle mümkün değildir. Bir düğün ki onda din adına sadece mevlit okunmuş, bir Müslümanın bunu hamd etmesi, öv­mesi mümkün değildir. Bir sofra ki israflı, ya da haramlarla hazırlanmış ve onu Allah ve Resûlü övmemiş. Böyle bir sofrayı bir Müslümanın övmesi asla mümkün değildir."
 "Eğer bilmekle iman aynı şey olsaydı, tüm ehl-i kitap mü'min olurdu. 'Kendilerine kitap verilenler, hakkı avuçlarının içini bildikleri gibi bilirler.'(Bakara: 146) Eğer sadece dil ile ikrar iman olsaydı, o zaman tüm münâfıklar da mü'min sayılırdı. Çünkü onlar da dilleriyle inandıklarını söyleyerek kalplerinde olmayanı ortaya koymaya çalışırlar."
Reklam
Bakara Suresi Tefsirinden
"Kaç hadis var üzerinde kafa yorduğumuz? Yâni, böyle anlamaya ve amel etmeye çalıştığımız, hayatımızı onunla düzenlemeye çalıştığımız kaç peygamber uygulaması varsa o kadar Müslümanlığımız var demektir. Bir de kitaptan kaç ayet bilgimiz var onu düşünün. Bildiğimiz ve onunla hayatımızı düzenlediğiniz kaç ayetimiz var? Eğer sadece namaz, oruç, hac ve zekât âyetlerini bilmek yetiyorsa, eğer sadece bunlar insanı cennete götürecekse, o zaman Kur’an’dan diğer bölümleri alıp atalım ya da Rasulullah’ın sünnetinden diğerlerini çıkarıp atalım, din bozulmayacaktır o zaman. Halbuki o âyetlerden ve o hadislerden her biri, bizim hayatımızın bir birimini düzenlemek için gelmişti. Ve o âyeti, o hadisi bilmeyen bizler hayatımızın o birimini hep yanlış düzenlemişiz demektir."
Bakara Suresi Tefsirinden
"Kur’an’da “şehid” diye bir kavram vardı. Şehid, yaşadığı hayatla Allah’ın varlığına şahitlik eden kişiydi. Şehid, Allah adına hayatını fedâ eden kişiydi. Şehid, başkalarının dirilişi için kendini fedâ eden insandı. Ama müslümanlar bu kavramı mevzisinden kopardılar, farklı yerlerde, farklı kalıplara döktüler ve karşımıza çok farklı şehid anlayışları çıkıverdi. Devrim şehidi, demokrasi şehidi, vatan şehidi vs, vs."
Fatiha Suresi hk.
"Bir insan düşünün ki günde en az kırk defa namazlarında Al­lah’tan sırat-ı müstakim istiyor. “Ya Rabbi ne olur bana dosdoğru yolu göster...” di­yor. Allah da; “Ey kulum, işte sırat-ı müstakim! İşte istediğin dosdoğru yol!” buyurarak kitabını kendi­sine arz ettiği halde, yine de Kur’an’la beraber olmu­yorsa, Kur’an’la yol bulmaya çalışmıyorsa, Kur’an’ı anlamaya çalışmı­yorsa, ona müra­caata yanaşmıyorsa, esasen bu adam ne istediğinin farkında ol­mayan bir sarhoştan başkası değildir. Namazlarında ne dediğinin, ne okuduğunun, ne istediğinin farkında olmayan sarhoştur bu in­sanlar."
O gün hüküm günüdür. O gün ceza günüdür. O gün Adalet günüdür. O gün adaletin ve hakkın ikame edildiği gündür. O gün hiç kimseye haksızlık yoktur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.