Küçük yavru ölümün ne olduğunu bilmiyordu ama her hayvan gibi oda acıların en büyüğü saydığı ölüm gibi bir şeyin varlığından içgüdüsel olarak haberdardı.
Canlılar ve cansızlar olmak üzere bölümlendiriyordu
Canlı yaratıklardan sakınmalı, onlara karşı ayağını denk almalıydı.
Cansız varlıklar oldukları yerde kalıyorlardı, oysa canlı yaratıklar hareket halindeydiler, ne yapacakları önceden kestirilemiyordu.
Birlikte avlandıkları günler, açlığa omuz omuza katlandıkları o kıtlık dönemleri, unutulup gitmişti. Aşk gözlerini döndürmüştü, şimdi karın doyuracak av bulmaktan daha önemli ve daha acımasız Bir işin eşiğindeydiler.