Yazarın anlatım dili gayet anlaşılır ve akıcıydı. Ana karakterin yani 'çocuk' hisleri, düşünceleri iyi bir dille anlatılmıştı ve okurken kendim yaşıyormuşçasına hissetmiştim. Çocuğun yaşamı, çevresi, hayatındaki kişiler iyi bir şekilde betimlenmişlerdi.
Hikayeye gelecek olursak bir çocuğun gözünden ormandaki bir yaşam anlatılıyordu. İnsan ilişkileri özellikle aile ilişkilerine vurgu yapılıyordu. Güçlü ve güçsüzün ilişkisi, hiçbir vasfı olmayanların kendini güçlü ilan ettiği ama emek harcayanların ise sesini çıkaramayarak alt konumda kalıp bu vasıfsız güçlülere hizmet etmelerini, hakları yendiğinde susmalarını ve bunlardan etkilenen masum bir çocuğun hislerini net bir şekilde görebilirsiniz. Okurken hikayenin içine o kadar rahatlıkla giriyorsunuz ki duygu durumunuz kitaptaki olayların ilerleyişine göre değişebiliyor.
Bir yandan masum çocuğun kimsesizliği, yalnızlığı ve yaşamı anlamlandırma çabasını net bir şekilde görüyorsunuz. Yalnızlığını sonlandıracağına inandığı o Beyaz Gemi.. Ah o Beyaz Gemi..
Çocuksu masumlukta ki bu güzel kitap kesinlikle okunması gereken bir eser.