Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Ahlak Kuramı

Ágnes Heller

Bir Ahlak Kuramı Hakkında

Bir Ahlak Kuramı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
4 Kişi
13
Okunma
9
Beğeni
984
Görüntülenme

Hakkında

Bazı insanların vicdanı vardır, içleri acır; sessiz kal(a)mazlar, görmezden gel(e)mezler. Yol ayrımlarında tereddüt etmezler, bir kişilik edinme kaygısı güderler, sürüklenmezler, tavır alırlar. Hayatlarının merkezinde bir tek kendileri yoktur, ötekini içerme bilgisini edinmek için çaba gösterirler, yorulurlar... Uçurumun kenarında yaşarlar...  "Tarihin sonu" ya da "çıkar kişinin doğasında var; her şey alınıp satılabilir" söylemi "değer"in yerini "fiyat"a bırakmasına neden oldu... Artık bir tek "ben ve sahip olduklarım" var! Oysa hayattaki o karanlık uçuruma gözümüz iliştiğinde elimizi tutacak birilerini arıyor; adalet, eşitlik, özgürlük istiyor; geleceğimiz hakkında söz sahibi olmak, kendimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Seçimlerimizin fiyatını değil, bedelini ödüyor, acı çekiyoruz. Peki, insan ötekinin ayağı kaydığında neden elini uzatır? Yol ayrımlarında tercihlerini neye göre yapar?  Agnes Heller ahlakın muhafazakarlara bırakılmayacak kadar önemli olduğu gerekçesiyle kaleme aldığı ve dünyada ilk kez tek cilt olarak Türkçede yayımlanan Bir Ahlak Kuramı'nda modern hayatların karmaşıklığı ve çeşitliliğine hitap etmeyi başarıyor: Soyutlamaların, belirsiz önermelerin değil, somut hayatların içindeki insanların izini sürüyor. Onun insanları çalışan, seven, acı çeken, bocalayan ve tökezleyen, ama gene de doğruyu arayan kişiler. Yazar, baskıcı ve göreci olmayan bir ahlak felsefesi üzerinde düşünürken seçimi bireye bırakıyor; ötekinin çağrısını dinleyen, varoluşunun sorumluluğunu üstlenen, boşluğa atlayarak boşluğun bilgisini edinen kişilere... Heller'in çalışması, kuramı, pratiği ve bireyi ustaca birleştiren kapsamlı ve incelikli bir kılavuz; yalan söylemeden otorite olunamayacağına dikkat çekerek duru bir dille ahlak felsefesinin ana konularını ele alıyor; Platon Aristoteles, Kant, Hegel, Nietzsche, Kierkegaard, Marx, Heidegger, Derrida ve daha nice filozofla diyaloğa giriyor. Bir Ahlak Felsefesi'nde kuramsal çerçevenin içini evrensel norm, ilke ve düsturlarla doldurarak yorumlamacı yaklaşımı normatif yaklaşımla bütünlüyor. Bir Kişilik Etiği'nde ise bu normları pratiğe geçirecek bireyin kendisini inceleyerek, iyi hayat arayışıyla çerçeveyi tamamlıyor.  II. Dünya Savaşı'nda soykırımdan kurtulmuş, sonraları Komünist Parti'den atılarak sürgüne gönderilmiş olan Heller "güçlünün haklı kılındığı" bir dünyayı anlatsa da, umudunu yitirmemiş... Hatırlayanlar, dinlemeyi umursayanlar ve boşluğa atlamayı düşünenler için...
Çevirmen:
Abdullah Yılmaz
Abdullah Yılmaz
Çevirmen:
Ertürk Demirel
Ertürk Demirel
Çevirmen:
Koray Tütüncü
Koray Tütüncü
Tahmini Okuma Süresi: 23 sa. 34 dk.Sayfa Sayısı: 832Basım Tarihi: Nisan 2006Yayınevi: Ayrıntı YayınlarıOrijinal Adı: General Ethics, A Philosophy of Morals, An Ethics of Personality
ISBN: 9789755394886Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 28.6
Erkek% 71.4
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ágnes Heller
Ágnes HellerYazar · 2 kitap
Macar filozof. İlk önce Marksist bir filozof olarak ün saldı ama kariyerinin ilerleyen yıllarında Liberal ve sosyal demokrat olarak kabul edildi. Politikal ve sosyal düşüncelerinin dışında Etik, Varoluşçuluk ve Hegelcilik konularına da yoğunlaştı. Ágnes Heller orta sınıf bir yahudi ailede büyüdü. Babası Pal Heller hiçbir zaman uzun süreli bir işte tutunamadı. II. Dünya Savaşı sırasında, hukuk eğitimi ve Alman dili üzerine bilgisi nedeniyle Nazi Almanyası'ndan göç etmek isteyen insanlara yardım ettiği bilinir. 1944'te Agnes'in babası diğer 450.000 Macar Yahudisi ile birlikte Auschwitz-Birkenau toplama kampına götürülmüştür. Pal Heller burada ölmüştür. Agnes ve annesi şansın ve pratik zekanın etkisiyle bir şekilde sürgün edilmemeyi başarmışlardır. 1947 yılında Agnes, Budapeşte Üniversitesi'nde fizik ve kimya dersleri görmeye başladı. Ama erkek arkadaşının onu yönlendirmesiyle felsefeye ilgi duydu ve bunun üzerine erkek arkadaşıyla ilk defa Georg Lukács'ın felsefe derslerine girdi. Daha sonra aynı yıl bir Macaristan Komünist Partisi'ne katıldı. Bu süreçte Marksist felsefe üzerindeki fikirlerini geliştirdi.