Bir Alkoliğin Anıları kitaplarını, Bir Alkoliğin Anıları sözleri ve alıntılarını, Bir Alkoliğin Anıları yazarlarını, Bir Alkoliğin Anıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama John Barleycorn'un insana ödettiği bedel, yavaş veya hızlı bir intihardır, aniden göçüp gitmek veya yıllar içinde yavaş yavaş eksilerek yok olmaktır. Onun hiçbir arkadaşı vadesi geldiğinde bu bedeli tamı tamına ödemekten kurtulamaz.
Şeylerin sadece kanunlarını öğrenebileceğini, anlamlarınıysa asla bilemeyeceğini fark ettiği zaman, onun için Beyaz Mantığın saati gelip çatmış demektir. Artık tehlike çanları çalmaktadır. Ayakları, onu mezara götürecek yola girmiştir.
Victor Hugo , 100000000/10 ( en en en en sevdiğim kitabım)
ps: Sefiller,Sefiller... O ne muazzam bir kitaptır. Victor Hugo, ne büyük bir yazardır. Volkan Yalçıntoklu ne muhteşem bir çeviri yapmıştır. Ve bizler ne kadar şanslıyız ki Victor Hugo'nun 17 yılda yazdığı bu muhteşem yapıta kolayca ulaşabiliyoruz. Lütfen, Lütfen, Lütfen Sefiller'in Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Volkan Yalçıntoklu çevirisiyle okuyun. Sadeleştirilmiş metinlerden bu lezzeti almak imkansız. 2. cilde geçtim. O da en az 1.cilt kadar etkileyici gidiyor. Şunu da belirtmeliyim ki, Sefilleri okurken o kadar etkilendim ki bir gece titremeyle uyandım. Ve aklımda Sefiller kitabı vardı. Okuduklarım beni hasta etti. Daha önce de okuduklarımın etkisiyle ağzımda yaralar çıktığı olmuştu ama ilk defa bu derece sıtma tutar gibi hastalandım. Sayfa 599'da Victor Hugo bu kitap hakkında şöyle yazmış: '' Bu kitap, başkahramanı sonsuzluk olan bir dramdır. İnsan yan karakterdir.''
Lütfen, lütfen, lütfen bu kitabı okuyun okutturun. Emin olun okumadan önceki sizle okurkenki ve okuduktan sonraki siz aynı olmayacaksınız.
Onlar da barda farklı, öte, aşkın bir şeyler, benim de sezdiğim ve el yordamıyla aradığım şeyler buluyor olmalıydı. Bu şeyler neydi bilmiyordum ama olmalıydı çünkü bal kavanozuna üşüşen arılar gibi erkekler oraya toplanıyordu. Bir acım, üzüntüm yoktu, dünya bana güzeldi; onun için bu adamların, gönülsüzce çalıştıkları zorlu işlerinin getirdiği yorgunluğu ve her daim sırtlarında taşıdıkları dertlerinin, tasalarının yarattığı bıkkınlığı unutmanın peşinde olduklarını anlayamamıştım.
John Barleycorn'un da günahını almayalım. Hep gerçekleri söyler o. Zaten laneti de budur. Hayatın gerçekleri denilen şeyler doğru falan değildir. Sayesinde hayatımızı devam ettirdiğimiz yaşamsal yalanlar vardır ve John Barleycorn, işte bu yalanları insanın yüzüne vurur.