Dar zamanlar üçlemesinin ikinci kitabı olan "Bir Düğün Gecesi" yine bir dar mekanda, dar bir zamanda geniş bir hikaye anlatıyor. Bu sefer romanın gidişatı Aysel tarafından değil, Aysel'in eşi Ömer tarafından anlatılıyor.
Aysel'in abisi İlhan'ın kızı Ayşen'in düğününün geçtiği o dört beş saatlik dilimin içerisinde dönemin hikayesini okuyoruz. Solcular, sağcılar, paşalar, polisler, eğitim görevlileri, öğrenciler o dönemin bilinen ama unutulan politik şartlarını gözler önüne seriyor. Üçlemenin ilk kitabından devam eden karakterler devam etmekle birlikte üzerine birçok karakterin de hikayelerinin açılımlarının yapıldığı bu eserde, yine bir bilinç akışı tekniği kullanmış Adalet Ağaoğlu ve ilk kitaba göre okuması biraz daha yorucu ve aynı zamanda çok keyifli.
Kitabı bitirdikten sonra düğünün yapıldığı mekan olan Anadolu Külübü'nün sayfasını tarihçesini okumak için araştırdım. Nüktedan bir mekan tercihi olmuş. Anadolu Kulübü'nün nasıl açıldığını ve düğün sahiplerinin hikayelerini karşılaştırınca yazarın neden kitabın birkaç noktasında özellikle vurguladığını anlayabiliyorsunuz.
Bir dönem romanı olmasına rağmen hala günümüzde yazılmış havası alabildiğiniz, hala bir şeylerin farklı versiyonlarla farklı üniformalarla ve kişiliklerle devam ediyor oluşuna şaşırmadığınız bir roman.
Tezel'in dediği hala günümüzde de geçerli "İntihar etmeyeceksek, içelim bari!"