Ölüler, dirilerden ; fakirler zenginlerden ; zenciler beyazlardan çalacak....
2010 Nobel Edebiyat Ödülü almış bu kısa tiyatro eserinin başlıca konusu ve sahnelemesi kaçak suçlu Numa'nın peşine düşen devlet yönetiminin jandarmalarının bir zenciyle iş birlik etmesi üzerine.
Dünyanın her yerinde büyük bir sorun olan IRKÇILIK burada da yine konu edinilmiş.
Halk zencilere karşı iğrenç bir tutum içerisinde ve sadece işlerini yaptırmak ve çıkar amaçlı kullanıyor bu insanları.
Zenciler de kendilerine yapılan zulüm yüzünden anarşi yoluna giriyor.
Kitaptaki ana karakterimiz de bir zenci ve bu kirli oyunda bir kukla olarak kullanılıyor.
Jandarmalar Numa'yı tutuklayana kadar zenciyle iş birliği ediyor ve işleri bittikten sonra zenciyi ortada bırakıp gidiyorlar.
Kitabın başlarında ana karakterin yaptıkları yüzünden onu suçlu görmüştüm ve sinir olmuştum ama kitabın sonunda asıl suçlunun kimler olduğu gayet ortada idi.
Kim ne derse desin IRKÇILIK ideolojik bir düşünce değil, psikolojik bir hastalıktır.
Irkçı ve kamulaştırılmış her düzen anarşi doğurur!
