Ünlü distopyalara ilham verdiği söylenen Biz’e girmek zor. Zaten yabancı olduğumuz bir evren ve düzen anlatılıyor, bir de diyaloglarda konuşan sırasının belirsizliği kitabı okuyucu için daha da zorlaştırıyor. Kitap bölümleri, kahramanın tuttuğu günlükler şeklinde ve bu günlükler varolan düzene yabancı olanlara -bize, hitaben yazılmış. Dolayısıyla önce yeni bir olgu/mevzudan bahsedilip, sonra kurgu gereği, “şimdi siz bu ne bilmezsiniz” denip izahat veriliyor. Tabi bu defa okuyucu da “o ne, burda noluyo” diye devamlı az bilgiyle geriden geliyor. Okuyucunun bu devamlı karanlıkta kalma halinin bir kısmı yazarın amacı olabilir, ancak bir kısmının da benim elimdeki kopyanın, kitabın Rusça orijinalinden değil de, İngilizce’den çevrilen bir basımı (Versus Yayınları) olmasından kaynaklı diye düşünüyorum. Mümkünse Rusça orijinalinden çevrilen bir versiyonunu okuyun derim nacizane.