Bizans Tarih Atlası

John Haldon

Sayfa Sayısına Göre Bizans Tarih Atlası Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Bizans Tarih Atlası sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bizans Tarih Atlası kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma İmparatorluğu 4. yüzyılın sonunda muazzam uzun bir sınıra sahipti; sınır, kuzeybatıda Tyne-Solway hattından başlayıp Britanya'da Hadrianus Suru ile devam ediyor, Ren ve Tuna ırmakları boyunca Karadeniz'e kadar uzanıyordu; doğuda ise modern adıyla Batum'un yakınında Karadeniz kıyı şeridinden başlayarak aşağıda Kafkasya'dan Ermenistan'a giriyor, Dicle ve Fırat ırmaklarının üst kısımlarından geçiyor, büyük Suriye çölünü aşıp Sina'ya iniyor ve Mısır'ı geçip Libya/Tripolitania boyunca çöl sınırını izleyerek modern Tunus'a giriyor ve daha batıda, Atlas Dağlarının kuzeyinde, Atlas Okyanusuna varıyordu.
Sayfa 35 - Alfa Yayıncılık
Yerel zenginler,en azından 6.yüzyılın ikinci yarısından itibaren servetlerini dini yapılara ya da dinle ilgili objelere yatırma eğilimi içindeydiler-böylece yatırımlarda kentsel yapıların bakımını etkileyen bir çöküş yaşandığı kadar,yatırım modelleri de değişti.Özellikle kilise,kaynakların tüketimi açısından,4.yüzyıldan bu yana kentin bir rakibiydi.
Reklam
Ayasofya;
420’lere gelindiğinde 14 kadar kilise vardı ve izleyen yüzyılda sayıları çoğaldı.Daha sonra gelen imparatorlar kentin dindışı süslemesine ilavede bulundukları gibi kiliselerin sayısını da artırdılar ve bunların en ünlüsü olan Kutsal Bilgelik Kilisesi yani Ayasofya 6.yüzyılın ortasında (bir ayaklanmada tahrip edilen aynı kilisenin yerinde) İustinianos tarafından inşa edildi.
Konstantinopolis Kuşatmaları;
Kent birçok kuşatma gördü-626’daki Avar-Slav kuşatmasına karşı başarılı direniş,674-68 ve 717-18’deki Arap kuşatmaları,10.yüzyıl başındaki Bulgar ve 11.ile 12.yüzyıllarda denizden gelen Rus çapulcuların saldırıları,kentin savunma sisteminin etkililiğini kanıtladı.Kent 1204’te ihanet sonucu,görünürde Müslüman Mısır’a saldırı için yolda olan Dördüncü Haçlı Seferi Kuvvetlerinin eline geçti ve bunu izleyen yağmalamada,böyle olaylara eşlik eden bina yakma ve diğer tahrip şekilleri kadar,çok büyük sayıda anıtın yerinden taşındığına ya da yok edildiğine tanık olundu.1261’de Bizanslılar tarafından yeniden alınan kent, imparatorluğun kente ve yanı başındaki hinterlandına hapis olduğu 14.yüzyılın sonuyla 15.yüzyıllara kadar imparatorluğun elinde kaldı,Mayıs 1453’te II.Mehmed’in komutası altındaki Osmanlı ordusunun iki aylık kuşatmasından sonra şehir düştü.
Arius ve Ariusçuluk;
Arius(250-336) İskenderiye’deki kilisenin diyakozlarındandı.Yunan felsefesi eğitimi gören Arius bir çileci oldu ve teslisin tabiatını açıklama girişimleri sırasında, birçok çağdaşı için sapkınlık anlamına gelen bir dini doktirin üretti.Arius,Tanrı’nın insan haline gelen gelebileceği fikrini kabullenemiyordu:İsa’nın ölümsüz ve babayla eşit olmadığını öğretti.Arius 320’de İskenderiye Piskoposu tarafından afaroz edildi ve 325’teki Nikea Konsilinde mahkûm edilip sürgüne gönderildi.
Nestorios ve Nasturîlik;
5.yüzyılın başında Nasturîlik şekli altında, adını Antakyalı bir keşiş ve Mopsuestialı Theodoros’un öğrencisi olan Nestorios’tan alan yeni bir Hıristolojik bölünme görüldü. Nestorios 428’de II.Theodosios tarafından Konstantinopolis Piskoposu olarak atandı ama vaizinin,Meryem’e “Theotokos”(Tanrı’yı doğuran)olarak atıfta bulunulmamasını dile getiren vaazını alenen destekleyince,hatırı sayılır bir düşmanlık uyandırdı.Nasturîler İsa’nın ilahi ve insani yanlarının tek bir kişide birleşmiş görülmediği,ama birbirleriyle bağlantılı sayıldığı bir teoloji geliştirdiler. Görüşleri 431’de Efesos Konsilinde mahkûm edildi,o zaman 486’da İran’da,Selevkia-Ktesifon’daki kendi konsillerinde bağımsız bir kilise kurdular;İran’da bir köprübaşı oluşturarak sonraki yüzyıllarda Kuzey Hindistan’da ve Çin’e kadar Orta Asya’da başarılı misyonerlik faaliyetlerinde bulundular.Nasturîlik bugün Süryani Ortodoks Kilisesi olarak özellikle Kuzey Irak’ta varlığını sürdürüyor.
Reklam
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.