Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Grev

Aziz Nesin

Büyük Grev Sözleri ve Alıntıları

Büyük Grev sözleri ve alıntılarını, Büyük Grev kitap alıntılarını, Büyük Grev en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşamayı hak etmeye çalıştığım gibi, ölümü de hak etmek istiyorum. Bu hakkı bana tanı! Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım. Bir güzel ada, atlasta görünmeyecek denli küçük diye, yok sayabilir mi? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var. Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum. Saygıyla gel ölüm, bekliyorum.
Bunca yıl durmaksızın karşı karşıya savaşmış iki savaşçıyız. Üstelik benim savaşım, seninkinden çok daha yüceydi. Çünkü sen, sonunda nasıl olsa utkunun senden yana olacağını biliyordun. Oysa ben sonunda nasıl olsa yenik düşeceğimi biliyordum. Yenileceğimi bile bile, ama hiç yenilmeyecekmişim gibi, beni yenecek olanın üstüne üstüne varmadım mı? Bir an olsun korktum mu, ya da kaçmayı düşündüm mü? Birazcık daha yaşayabilmek için, birazcık daha iyi yaşayabilmek için, bunca güzel yeryüzü uğruna bile sana bir kıpı ödün verdim mi? Yaşamayı hakketmeye çalıştığım gibi ölümü de hakketmek istiyorum. bu hakkı bana tanı! Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım. Bir güzel ada, atlasa görünmeyecek denli küçük diye, yok sayılabilir mi? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var. Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum. Saygıyla gel ölüm, bekliyorum
Reklam
Ahh be Nesin Abi! Ciğerimi parça parça ettin. :-(
Bu işçinin ağır sövgülerini okur okumaz, bir şaşılası duygusallığa kapılıp, birden, üç kez linç edilerek öldürülmekten kılpayı kurtuluşumu anımsadım: Beyaz Saray'da, Eminönü Halkevi'nde, Adana'da... Hele o Adana'daki beşbin kişinin iki günde üç kez saatlerce bağırdıktan sonra üstüme saldırışları, en öndeki saldırganların, - Kelime-i şahadet getir! diye bağırmaları. Niçindi bütün bunlar? Yine işçilerin kendi çıkarlarını daha iyi hesaplamaları, daha da bilinçlenmeleri için; “Büyük Grev" adlı bir öykü yazdım diye, iki işçinin bana “Kaça satıldın? Kaç para aldın da bu öyküyü yazdın?” diye sormaları için miydi?
Ölüm denen gerçek..
Ölümde bir tatlılık var mıdır? Niye olmasın? Ölümsüz bir yaşam ne denli sıkıcı olurdu, bir de bunu düşünün. Ölüm olmasa, doğum da olmazdı ki! İnsanlar sonsuza dek hep aynı çevrede, hep aynı kişilerin içinde, hep aynı belirli bir çizgide yaşar giderlerdi. Ne uygarlık ortaya çıkardı, ne sanat, ne edebiyat, ne bilim. Bütün bunları ölüme, ölüm denen gerçeğin varlığına borçluyuz!
"Zamandan korkmayan yazarım. Çünkü, bugüne dek zaman, yüzümü hiç kara çıkarmadı. Zaman, benim en büyük yandaşım, işbirlikçim oldu ve zaman beni hiç utandırmadı."
“Dünyada her borç ödenir ancak bu gönül borcu denen borç hiçbir zaman ödenmez .”
Reklam
Son Konuğuma Mektup..
"Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum. Saygıyla gel ölüm, bekliyorum."
Doğa öcünü alacak!
"Kentleri, en bitkel yerlerde kurup da doğayı köreltmeyeceksiniz. Yoksaaa, yollarınızdan geçilmez, sularınız içilmez, tozdan dumandan akla kara seçilmez, tarlalardan ürün biçilmez, pislikten kaçılmaz, hastalıktan gözleriniz açılmaz olur."
“Yaşamayı hak etmeye çalıştığım gibi , ölümü de hak etmek istiyorum . Bu hakkı bana tanı ! Çünkü bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya , ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım .”
“Bir güzel ada , atlasta görünmeyecek denli küçük diye , yok sayılabilir mi ? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da var .”
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.