Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Yıldırım

Yusuf Yıldırım
@yusufyilldirm
kayıtsızlardan nefret ediyorum
öğrenci
Üniversite
4 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Kış geliyordu. Rusların o korkunç kışı... İş adamlarının kıştan şöyle söz ettiklerini işitiyordum. "Kış her zaman için Rusların en iyi dostudur. Bizi devrimden belki o kurtaracak."
Reklam
" Halk bilir, halk sezer..." sözünde, dikkat et, halkı bir küçümseme, hiçe sayma, sevmeme var. Yalan, bir büyük yalan içinde uyumuşuz. Halk hiçbir şey bilmiyor, hiçbir şey sezmiyor. Bilse, sezse, bunca yüzyıllardan beri aldatılır, kandırılır mıydı? Nasıl bir uyuşturucu yalan bu...
Sayfa 223
Fosforlu Cevriye
Cevriye, "Allah büyük, o bir karıncasından vazgeçmez!" diye düşünüyordu. Zaten Cevriye'nin yaşamak için Allah'tan ve hayattan istediği şeyler o kadar az, o kadar mütevazıydı ki hakikaten ona bunların verilmemesi merhametsizlik olurdu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Marksizmi siyasetten kurtardığında geriye saf haliyle bir teori ya da felsefe kalacağını düşünenler yanılır. Geriye açıkça hiçbir şey kalmayacaktır. Marx da Engels de birer komünisttir ve marksizmi bu iki komünist yaratmıştır."
yazılama yayınevi
"Hegel, gerçeği, kendi üzerinde yoğunlaşan, kendi derinliklerini delen, kendisi aracalığıyla kendisinden kendisini çıkaran düşüncenin ürünü olarak anlama yanılgısına düştü" (Marx, Grundrisse) Hegel, somutu soyutlayarak kavramya çalışmadı. Somutu soyutlaştırdı. Hegel için somut, ancak insanın kafasında soyut olarak var olabildi.
Yalçın Küçük
Yalçın Küçük
Reklam
Marksizm -Anarşizm
"Marksizm, genel olarak devrim döneminde, özel olarak da kapitalizmden sosyalizme geçiş döneminde, devlete ve devlet gücüne duyulan gereksinimi kabul etmesiyle anarşizmden ayrılır."
Yordam Kitap
"Kevok çakıl taşları, sivri diken, yabani otlarla dolu kurak toprağa uzanmış, aya, yıldızlara bakıyor. Hiçbir şey görmüyor şimdi; hiçbir şey hissetmiyor.
Üstelik işçinin yabancılaşması yalnızca emeğinin dışsal bir nesne haline gelmesi anlamına gelmez, işçinin emeği bir noktadan sonra işçiye yabancı ve ona karşı çıkan bir düşmandır artık. O hâlde, insan ile tanrı arasındaki ilişki de belirli bir evreden sonra insana düşman bir ilişki hâline gelir; bu evre insan ile tanrı arasındaki yabancılaşmanın maddi karşılığını bulduğu an, insanın bireysel dünyasının dinsel nedenlerle maddi olarak küçülmeye başladığı noktadır.
"Kalıtımbiliminin bedensel varlığımızı 'organik evrim' olgusuna borçlu olduğumuzu ortaya çıkarmasından günümüze koca bir yüzyıl geçti. Gene de kimilerinin Adem'in atamız olup gökten indiğine, kimilerimiz İsa'nın babasının yanına, göğe çıktığımıza inanmakta!"
Reklam
"Kırmızı dili dışarda bir köpek geldi durdu yanında su durgun, ölü, üstünü tozdan, saman çöplerinden, yapraklardan, kaymak bağlamış akmıyor gibiydi. Yüzü kırış kırıştı yanında bitiverdi. Dudakları büzüşmüştü, uzun inceydi. Güçlü çenesi inatçıydı. Oğlu vurulduğundan bu yana kara başörtü bağlıyordu, saçları kınalıydı, kırmızı bir parlaklık taşıyordu kara başörtüsünün altından. Elinde kalın kamıştan sopası vardı, geldi yanına çöktü."
"Sonuçta Suphiler Milli Mücadele'yi destekliyorlardı; ancak bu, koşullar imkan verdiğinde toplumsal devrim için insiyatif alamayacakları anlamına da gelmiyordu. Anadolu'da kurulmakta olan burjuva iktidarı konjonktürel siyasi hesapların ötesinde bu nedenle de Mustafa Suphilerin dönüşünü kuvvetli bir sınıfsal refleksle karşılamıştır."
Türkiye Komünist Partisi'nin Kuruluş Dinamikleri
"Parti Tarihi dediğimiz araştırma nesnesi ise Parti bugün sürdüğü için, yani aynı zamanda bir özne olduğu için geniş kesimlerin ilgi alanına girer. Gelecekte ilgi çekmeye devam etmesi de esas olarak mücadelenin sürmesi ve ilerlemesi koşuluna bağlı olacaktır. Elinizdeki kitap tarihe not düşmek için değil, geleceği örme uğraşına güç katmak için yazılmıştır."
Yazılama Yayınevi
Bunca yıl durmaksızın karşı karşıya savaşmış iki savaşçıyız. Üstelik benim savaşım, seninkinden çok daha yüceydi. Çünkü sen, sonunda nasıl olsa utkunun senden yana olacağını biliyordun. Oysa ben sonunda nasıl olsa yenik düşeceğimi biliyordum. Yenileceğimi bile bile, ama hiç yenilmeyecekmişim gibi, beni yenecek olanın üstüne üstüne varmadım mı? Bir an olsun korktum mu, ya da kaçmayı düşündüm mü? Birazcık daha yaşayabilmek için, birazcık daha iyi yaşayabilmek için, bunca güzel yeryüzü uğruna bile sana bir kıpı ödün verdim mi? Yaşamayı hakketmeye çalıştığım gibi ölümü de hakketmek istiyorum. bu hakkı bana tanı! Çünkü, bu sonsuz güzellikler açan güzelim dünyaya, ben de gücümce güzellikler katmaya çalıştım. Bir güzel ada, atlasa görünmeyecek denli küçük diye, yok sayılabilir mi? Benim katkım da atlasta görünmeyecek denli küçücük olsa da, var. Ne mi yaptım? Ortaçağ simyacıları, taşı altına çeviremedi. Ama ben bir simyacıyım, gözyaşlarımı gülmeceye çevirerek dünyaya sundum. Saygıyla gel ölüm, bekliyorum