Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşünce Tarihine Bakış

Büyük Muztaribler 3

Salih Mirzabeyoğlu

Büyük Muztaribler 3 Gönderileri

Büyük Muztaribler 3 kitaplarını, Büyük Muztaribler 3 sözleri ve alıntılarını, Büyük Muztaribler 3 yazarlarını, Büyük Muztaribler 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber...
- " (...) Peygamber'e kendini bildiren Allah, Peygamber'e peygamberliğini bildiren Allah; kullara kendini ve Peygamber'ini bildiren Allah. Bilmek; marifetullah ve herkesin nasibi kadar. "Allah'a , Resûlü'nün gösterdiği yoldan itaat"; Allah'a itaatin, Resûlü'ne itaatle mümkün oluşu, ayetle sabit... Kezâ, "Allah, Kur'ân'ı ona öğretti" meâlindeki âyetle sabit ki, Peygamber, alelâde bir postacı değil; vahy olarak geleni, yine Allah'ın öğretmesiyle, zâhir ve bâtınıyla, murad ve maksadıyla bilen... Kul plânında, mutlak ideal marifetullah-ibadet sahibi O.; O'nun bu cümleden zaruriyata ve amelî plâna çıkardıklarına da, -malûm!- sünnet ve hadîs diyoruz
Sayfa 226 - 227 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Marifetullah...
- " (...) Peygamber'in Peygamberliğini Allah tarafından biliriz. Her ne kadar Peygamber Allah'a çağırsa da, hiç kimse, Allah gönlüne tasdik ve Peygamber olduğu bilgisini koymadan, Peygamberin hak ve doğru söylediğini bilemez. Bunun için Allah, "Sen şüphesiz ki, sevdiğini hidayete ulaştıramazsın fakat Allah, dilediğini doğru yolu eriştirir" buyurmaktadır. Eğer Allah'ı bilmek, Peygamber vasıtasıyla olsaydı, insanlara MARİFETULLAH nimetini ihsan etmek, Allah'tan değil, peygamberlerden olurdu. Halbuki, Rabbini bilme nimetini Peygambere ihsan eden de, Allah'tır. Peygamber'i, insanlara tanıtarak tasdik ettirmesi, Allah'ın insanlar için bir nimeti ve lütfudur. "Kul bildiği hayrı ancak Allah tarafından bilir!" dememiz gerekir."
Sayfa 226 - İmam-ı Azam, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
EDİLLE-İ ERBAA
- " (..) Kur'ân, hadîs, icma-ı ümmet, kıyas; her biri üste doğru var oluşan tarzda -amelî (pratik) bilmenin ve nazarî olanı zaruriyata çıkarmanın, zâhir ve bâtın, iç ve dış, ölçü ve ölçülendirmeleri. İç yüzü ile toplu ve dış yüzüyle "insan ve toplum meseleleri" genişliğince geniş bu mânâ çerçevesinde, oluşumu boyunca kendi kavram ve diliyle oluşan tefekkür ve ilimler..."
Sayfa 225 - 226 İBDA YayınlarıKitabı okudu
"VASITA SİSTEM"
- " (...) Bizim her hakikati yerli yerine oturtucu olmak adına "tasvib" ve "red" yolundan yaptığımız belirlemelere göre gösterdiğimiz ölçü ve ölçülendirmeler; "küll" yahut "cüz" görüntüsü içinde, ide, fikir, tasavvur, tahayyül, kavram, mefhum; insan zihni, iç veya dışa doğru aksiyonu, kablî niteliği, tecrübe neticesi oluşu, nazarî yahut zarurî ve amelî -teori, pratik!- çerçevesindeki mânâsı, mânâları. Fikri emici olmak isteyen bakımından bildirelim ki, İBDA diyalektiği boyunca vurgulanmış bir hakikat olarak, İslâm tefekkürü, bağlı bir tefekkürdür. Bu bakımdan da, insan aksiyonu ifâdesi, kâmil hâliyle "vasıta sistem" deyişinde yerini bulur."
Sayfa 225 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
İDE ve HAKİKAT...
- " (...) "İde"nin, "fikir, tasavvur, tahayyül, kavram, mefhum" vesaire gibi nitelenişleri, tümdengelim" (küll'den cüz'e) veya "tümevarım (cüz'den küll'e) yahut da tecrübe öncesi "kablî-peşin" prensip niteliği ile "tecrübe ve müşahede neticesi" tebellürü keyfiyeti, şu, bu; bunların yanında, "ide"nin, zihnimizde doğuştan mı mevcut olduğu, yoksa her biri ayrı ayrı nitelemeye dair olan hasse (duyu), akıl ve ruhî idrakle kazanılan mı olduğu... Giderek, yahut en başta, ruh ve fikrin oluşturduğu bir eşya düzeni âlem mi, eşya düzeni âlemin oluşturduğu ruh ve fikir âlemi mi? Birbirini aynı mı, iç içe mi, bir mi, birbirinden gayrı mı? her birinin sayısız nitelenişleri boyunca, "ne bakımdan ve ne?" çerçevesinde, dar ve geniş görüşler."
Sayfa 225 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Düşünce...
- " (...) Düşünce, hangi noktaya kadar kendi kendini bilebileceğini belirlemek için, kendi kendini incelemelidir. Günümüzde herkes Kant felsefesini aştığını sanıyor, herkes daha öteye gittiği iddiasındadır. Ama "daha öteye gitmek", çifte bir anlam taşır. İleri veya geri gidebilir öteye gitmekle. Duruma yakından bakarsak görürüz ki, felsefe sistemlerinin pek çoğu, eski metafiziğin yeni bir kopyasından ibarettir. Bunlarda, eleştirisiz ve her birinin kendi anlayışına göre bir düşünce bulursunuz."
Sayfa 224 - Kant felsefesinin temel ilkesi, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"TENKİDÎ FELSEFENİN ÇÖZÜMLENMESİ"
- " (...) Eleştirici felsefenin ampirizmle ortak yanı, onun da tecrübeyi bilginin biricik temeli saymasıdır. Ama onun için bilgi, fenomende durur, gerçeğe kadar varamaz. Bu felsefe, önce çözümlemenin tecrübede ayırıp seçtiği unsurların farklılığından hareket eder: Duyumun maddesi ve genel ilişkileri... Duyulur tecrübe, sadece ferdî ve
Sayfa 223 - 224 İBDA YayınlarıKitabı okudu
"AMPİRİZM - TENKİDÎ FELSEFE"
- " (...) Kendini belirlenmemiş genelliklerden belirlenmişe ve cüz'iye geçemeyen zihnin mücerret kavramları karşısında müşahhas bir gerçek bulma ihtiyacı -sırf ihtimâller yerine bu gerçekliği koyma ve her şeyi sonlunun ve ona uygulanabilecek metodun alanından dışarı çıkmadan tarif ihtiyacı-, doğruyu, düşünce yerine tecrübede, dış veya iç fenomenlerde arayan ampirizmi doğurmuştur. Ampirizmin metafizikle ortak yanı şudur ki, metafizik gibi o da, kendi tariflerine, faraziyelerine ve bunların muhtevasına olan inancını tasavvurlara, yâni temelini tecrübede bulan bir muhtevaya inandırır. Her ilmî ampirizmin düştüğü temel yanılgı, madde, kuvvet, birlik, çoğulluk, küllî, sonsuz gibi metafizik kategorileri kullanmasıdır. Ampirizm bu kategorileri birbirlerine bağlar, aralarında tahmin ve kıyas biçimlerini var sayar ve uygular, böylece kendisi de bilmeden metafizik bir bilgiyi kabul eder; bu ise onun, bu kategorileri ayırdetmeksizin ve bu işlemler üzerinde bilgisi olmaksızın kullanmasına ve birleştirmesine yol açar."
Sayfa 222 - 223 İBDA YayınlarıKitabı okudu
EBEDÎ HAREKET...
- " (...) Fenomen bir ortaya çıkıveriş ve kayboluş sürecidir, ama bu sürecin kendisi ne rastgele çıkıverir, ne de kaybolur, tersine kendindedir ve canlı hakikatin davranışını, hareketini meydana getirir. O hâlde doğru, bir Bakkhos şenliğidir; orada sarhoş olmayan hiçbir üye yoktur; ama, her üye ayrı ayrı bir köşeye çekilir çekilmez yine bu yüzden eriyip dağıldığına göre, bu şenlik aynı zamanda saydam ve sakin bir dinlenmedir."
Sayfa 222 - Hegel, İBDA YayınlarıKitabı okudu
"HİSS-İ MÜŞTEREK; ORTAK DUYU"
- " (...) için doğru ile yanlışın birbirine karşı oluşu sabit bir şeydir; çoğu zaman bu hiss-i müşterek, var olan bir felsefe sisteminin toptan tasvibini veya reddedilmesini bekler ve böyle bir sistem üzerindeki bir açıklamada bu tavırlardan sadece birini veya ötekini kabul eder. Felsefî sistemlerin farkını, hakikatin gitgide gelişmesi olarak kavramaz; onun için başkalık sadece çelişki anlamına gelir. Tomurcuk, çiçeğin açılışı içinde kaybolur, denebilir ki, tomurcuk çiçek tarafından çürütülüp reddedilmektedir; aynı şekilde meyve de, çiçeğin bitkinin yalancı bir varoluşu olduğunu bildirir ve kendini bitkinin hakikati olarak çiçeğin yerine geçirir. Bu biçimleri sadece birbirlerinden farklılaştırmakla kalmazlar, aynı zamanda bağdaşmaz şeyler olarak birbirlerinin yerini de alırlar. Yine de, oynak tabiatları onları organik birliğin birer ânı kılar ve bu birlikte onlar çatışma hâlinde olmadıkları gibi, üstelik ikisi de aynı ölçüde zorunludur; bu eşit zorunluksa bütünün hayatını yapar. Ama felsefî sistemler arasındaki çelişki genellikle böyle anlaşılmaz; üstelik çelişkiyi yakalayan ruh, onu tek yanlılığından kurtarmasını veya kurtulmuş olarak elde tutmasını ve kendisiyle boğuşur, çelişir görünen şeyin biçiminde, karşılıklı olarak zorunlu olan anları görüp tanımasını bilemez."
Sayfa 221 - 222 Hegel, İBDA YayınlarıKitabı okudu
163 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.