Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Ahmed Muhammed Mustafa

Can-ı Candır

Cemâlnur Sargut

Sayfa Sayısına Göre Can-ı Candır Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Can-ı Candır sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Can-ı Candır kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Can-ı Can
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl. Didar ile muhabbette doyulmaz, Muhabbetten kaçan insan sayılmaz.
Sayfa 58 - NefesKitabı okudu
Peygamber sünneti
Peygamberin sünneti, tevhide götüren hâl ve hareketlerdir. Sünnet, Resûlullah'ın âdet haline getirdiği, yaptığı ve yaptırdığı şeylerdir. Hadis, hâdiselerden, Peygamber'in olayları yaşama şeklinden Allah'a gidiştir. Hadis, hikmettir. Hadis, Peygamber'den haber getirmektir. Hadis ehli, Resulullah'ın ve ashâbının hâlini, yolunu anlatanlardır.
Sayfa 72 - Nefes yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Garip,hakikatte Allah'ın varlığından kopup O'ndan uzak düştüğünü idrak eden kişidir.
Sayfa 81
Aşkın Kılıcı
Allah'ın gönüllerine kendi ismini mühürlediği insanlar, o ismin kudretiyle gözlerini kaldırıp başka yere bakmazlar. Mesnevî'de sultan Mecnun'a başını kaldır da bak, etraf güzel dolu. Sen bu güzellikleri görünce Leyla'yı unutursun dediğinde, Mecnun, kaldıramam sultanım zîra Leyla'nın aşkı kılıcı tam boynumun üzerinde duruyor demişti. Kâbe'yi tavaf eden kula ismi ile seslendiğimizde dönüp bakabilir mi? Namazdaki kul, dışardaki adama yüzünü dönebilir mi? Allah! demeyi lâyıkıyla bilen, yanına başka bir isim katabilir mi? İşte herşeyin öncüsü olan Efendimiz, bu hâli nasıl yaşamamız gerektiğini bize öğretmiş, mîraçta bu hâlinden dolayı ''Gözü aşmadı ve şaşmadı" âyetiyle taltif edilmiştir.
Sayfa 88 - NefesKitabı okudu
Hidayet ve Hadi
Arayan belâsını da Mevlâsını da bulur. Cenâb-ı Hakk arayıcı kuluna mürşid sûretiyle tecellî ederek onu madde, nebat ve hayvan mertebesinden geçirir. İçini arıtıp, temizler. Bu suretle de dünyada iken aslı ile âşinâlık eder. Bulacağını bulur, göreceğini görür, yani ihtiyârı (kendi isteği) ile ölecek, nefsinin esaretinden kurtulup Hakk'ın esrarı mahremi, yâri olur ve doğrudan doğruya aslını bulur. İlim, lâ ilahe illallah'tır. Amel ise adâlet ve istikamettir. Allah'tan gayrı hidâyet edici yoktur. Hz. Muhammed (s.a.u) bir hidâyet nûrudur. Hidâyet nûrunu bulan, tabiat ve beşeriyet kirlerinden kalbini temizleyen, ağyâr (Allah'tan gayrı her şey) ve mâsivâ (dünya ilgileri) tozundan kurtulan kimseye istikamet sahibi denir.
Sayfa 115 - Nefes yayınlarıKitabı okudu
Peygamber efendimizde ahlâk
Peygamber efendimizde 2 türlü ahlâk vardır. Fıtri ahlâk ve şeriat ile kazanılan ahlâk. "Ben ahlâk binasının son tuğlasıyım" hadisi O'nun fıtratının mükemmelliğinden oluşan ahlâkı anlatır. Şeriat ile kazanılan ahlakının tamamlanması ise Allah'ın "Bugün size dininizi tamamladım" (Maide,3) ayetiyle işaret ettiği tamamlamadır.
Sayfa 127 - Nefes yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hz. Muhammed sav'in Ahlakı
Dindar'ın demekle dindar olunmaz. Ancak insanlığın Hz Muhammed sav'in ahlakı üzerine şehadet etmesi gerekir.
Sayfa 127 - Nefes YayınlarıKitabı okudu
Sevgi
"Kul yâ ibâdiy'ellezîne esrefû..." (Zümer, 53) âyetini bunlar hiç okumuyorlar mı? Bir kimseye bir şeyi sevdirmek için o şeyin korkulu olduğunu mu söylemek lâzımdır? Yoksa güzelliklerini mi tanıtmak îcap eder? Birçok uydurma ve yakıştırma hikâye ve hükümleri İslâmiyet'e yüklemeğe uğraşıyorlar ve bu sûretle herkesi dehşete salıp korkutuyorlar.
Sayfa 147 - Nefes YayınlarıKitabı okudu
Her şey, ilk önce Muhammed'e gelmeden bize erişmez.
Hidâyet ve hüdâ; doğruyu, iyiyi, güzeli fark etmek, bunlara giden yolda yürümek anlamlarında olup, bu kökten türeyen kelimelerin Kur'ân bünyesindeki sayısı ikiyüzelli küsurdur. Hidâyeti bulmaya veya göstermeye 'ihtidâ (doğru yola girme, Müslüman olma) veya hüdâ denmektedir. Allah'ın isimlerinden biri de Hâdî yani hidâyet veren, hidâyete
Sayfa 207 - Nefes yayınlarıKitabı okudu
Putları Kırmak
Kâbe'de putları kırması için Hz. Peygamber Hz. Ali'ye "Omzuma çık ya Ali" buyurunca, Hz.Ali "Edeb ederim efendim” diye cevap verdi. Hz. Peygamber emrinin edepten üstün olduğunu hatırlatınca Hz. Ali, Hz. Peygamber'in omzuna çıktı ve şöyle buyurdu; "Yere baktım her yer kadem-i Resûlullah, hizama baktım her yer sadr-ı Resûlullah, gökyüzüne baktım her yer cemâl-i Resûlullah. Yemin ederim ki, Resûllullah'tan başka hiç kimse yok”. Hz. Ali bu idrakle bütün putları kırdı. Günümüzde Allah'ın putlarımızı kırmak üzere yetki verdiği gerçek mürşitler ancak Peygamber'in omzunda taşındıkları sürece bu vazifeyi başarabilirler. İşte gerçek nübüvvet budur.
Sayfa 218 - Nefes YayınlarıKitabı okudu
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.