Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları

Mine Yazıcı

Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları Gönderileri

Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları kitaplarını, Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları sözleri ve alıntılarını, Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları yazarlarını, Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Buradan da anlaşılacağı gibi, erek metne şeklini veren, onun türünü belirleyen kesinlikle ne kaynak metin, ne de kaynak ekindir. Skopos kuramında asıl belirleyici etmen, çevirinin erek ekinde hangi amaçla kullanılacağıdır. İşte bu amaçla ilgili olarak alınan kararlar sonucunda kaynak metin kaynak ekinden koparak, erek ekinde farklı bir işlev yerine getirmek üzere çevirmen tarafından yeniden düzenlenir. Vermeer, kaynak metnin, çevirmen tarafından kullanılmak üzere son düzenlenmiş haline “texteme” adını verir. Ancak kağıt üzerindeki son çeviri ürünün (texteme) okunmasıyla birlikte yeni bir eylem devreye girdiğinden, sözkonusu “texteme” işlevi olan yeni bir “metin”(translatum) haline dönüşür. Kuşkusuz bu durumda dinleyici de çevirmenin okuduğu metni kendi amacı doğrultusunda yeniden değerlendirerek yeni bir “metin” yaratır. Bir başka deyişle, çevirmenin elinden çıkmış son kağıt üzerindeki metnin, somut bir varlığı olmasına karşın işlevi yoktur. Bundan böyle varlığı fark edilemez. Öte yandan, bireyin bu metnin son halini (texteme) okuması ve çeviri ürününü algılayıp yorumlamasıyla birlikte, bu ürün bireysel düzeyde de olsa, yeni bir öznel gerçeklik ve yeni bir işlev kazanır (translatum). "
Reklam
"Işın Bengi çeviribilim sürecinin çeviri olgusuyla birlikte başladığını, Öner bu konuda ardıl ve ileriye dönük olarak yapılacak çalışmaların gerçekte çeviribilimin devingen sürecinin bir parçası olduğunu savunur (BengiÖner 1999: 13). Bir başka deyişle, tarihsel süreç içerisinde çeviri etkinliği kapsamında uygulama alanında çıkan sorunlar, bir yandan çeviri süreciyle ilgili bir takım kavramların ortaya çıkıp tartışılmasına neden olurken öte yandan da çeviribilim zincirinin ilk halkalarını oluşturur. Her bilim dalında olduğu gibi bu konu alanı da, uluslararası iletişimin kaçınılmazlığı karşısında 20. yüzyılın başında dilbilimin bir alt dalı ol arak göstergebilim başlığı altında kendini göstermeye başlamış ve 1980’li yıllardan sonra özerk bir bilim dalı olarak kendini dünyada kabul ettirmiştir."
Romalılarda Antik Yunan’ın aksine çeviri felsefesi ve kuramı üzerinde düşünme bastırılmış bir eylem olmaktan çıkmaya başladığı görülür.
Antik Yunan’da çevirinin varlığının kabul edilmemekle birlikte, kültürel üstünlük sağlamak amacıyla “araç” olarak kullanıldığını gösterir.
Reklam
Siyasal üstünlüğünü ve kültürel kimliğini öne çıkararak benimsetmek isteyen bir uygarlıkta kuşkusuz özgün ve çeviri arasındaki sınır ortadan kalkar. Bu ise, Atinalıların yabancı bilgi kaynaklarına erişip, dilsel ve kültürel farklılıkların üstesinden gelerek bu bilgileri özgün bilgi biçimde sunup yaydıklarını gösterir.
acaba ilk olarak başka dile çevrilen kelime neydi?
Çeviri Antik Çağda doğadaki nesnelerin sese, yazılı simgeye, resme ve dansa dönüşümüyle başlayan bir etkinliktir.
Çeviribilim alanında dilsel eşdeğerlikten çok, diller arasında “söz”ün duruma, kişiler arası ilişkilere, konu alanlarına bağlı eşdeğerliği inceleme gereci olarak kullanılır.
Çeviribilim alanında odak “söz” üzerindedir. Örneğin, “yavaş sür” şeklindeki bir buyuru, İngilizce’de “drive slowly” şeklinde söylenirken, İtalyanca’da “vada piano” şeklinde söylendiği görülür. Bu durumda “araba sürmek” karşılığı olan “guidare” yükleminin kullanılmadığı gibi, “lentamente (yavaşça)” zarfının da kullanılmadığı görülür.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.