Cinli Han Ahmet Mithat Efendi'nin pek okunmayan, bilinmeyen kitaplarındandır. Yazar hikayesinde Salpétre ile Josephin'in aşkını ele anlatmaktadır. İlk başta okur bunun sıradan bir aşk hikayesi olduğunu düşünür ya da isminden de anlaşılacağı üzere cin peri hikayesi olduğunu da düşünür ancak
Ahmet Mithat'ın kendisini temsil ettiği çok açık olan anlatıcı, cin tutmuş harabelerin
dünyanın her tarafında bulunduğunu, insan ayağı basmayan her yeri cinlerin derhal istila
ettiğini, rivayetlere göre cinlerin bulundukları sadece terk edilmiş yerlerde değil
kalabalıklarda bile cinlere rastlanabilir. Bütün dünyada da cinlere dair korkunç hikâyeler anlatılır. Hikâyeleri dinleyen insanların da cinleri görmüş gibi İşte evrensel çekiciliği bu derece
yüksek bir konudur cin konusu. Bunun farkında olan ve bu merakı olağan kabul eden Ahmet
Mithat cinleri, bir aşk macerası anlatısının içine sokmayı hikâyesini daha okunası hale
getirmek, sıradan aşk hikâyelerinden farklı kılmak için kullanmıştır. Ancak o, anlatısını
cinlerle dolu olağanüstü bir korku hikâyesi haline getirmekten, insanların korkusunu besleyip
güçlendirmektense böyle korkuların yersiz olduğunu göstermiş.