Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Croce'nin Estetiği

Bedrettin Cömert

Croce'nin Estetiği Gönderileri

Croce'nin Estetiği kitaplarını, Croce'nin Estetiği sözleri ve alıntılarını, Croce'nin Estetiği yazarlarını, Croce'nin Estetiği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Eğer bugün yurdumuzda, görsel ve plastik sanatlar alanında eleştiri düzeyimiz çok düşükse, bunun başlıca nedeni, her sanatsal etkinliğe, edebiyatın, şiirin merceğiyle bakma alışkanlığımızdır. Bu durumun elbette birçok ekonomik-toplumsal-kültürel, dolayısıyla sanatsal nedenleri var ve bu nedenler ayrıntılarıyla araştırılıp açıklanabilir. Ama bir resim sergisinin sunuş broşüründe, bu işten anladığını sanan, ama resme yalnızca bir konu gözüyle bakabilen bir edebiyatçının övücü sözlerini bulmak gündelik işlerdir bizde.'' * Bedrettin Cömert
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
BÖLÜM III, İFADE VE İLETİM:
''Gramsci, sorunu daha sağlam temellere koyarak şöyle eleştiriyor Croce'yi: ''Ozanlar niçin yazar.? Ressamlar niçin resim yapar.? Croce'ye bakılırsa, sanat yapıtı, sanatçının yalnız ve yalnız beyninde ''tam'' olduğuna göre, sanatçılar kendi yapıtlarını anımsamak için yazı yazıp resim yaparlar.. Burada aslında söz konusu olan sorun, 'insanın doğası' ve 'bireyin ne olduğu'dur. Birey, toplum dışında düşünülmez, dolayısıyla, tarihsel olarak belirlenmemiş hiçbir birey düşünülmezse, her bireyin her sanatçının, sanatçının her etkinliğinin toplumun, belirli bir toplumun dışında düşünülmesi olanaksızdır. Bu nedenledir ki sanatçı, yalnızca 'anımsamak' için, yalnızca yaratma anını yeniden yaşayabilmek için yazıp çizmez, yani düşgücü ürünlerini dışlaştırmaz; sanatçı, yalnızca düşgücü ürünlerini dışlaştırdığı, nesnelleştirdiği, tarihselleştirdiği için sanatçıdır.'' * Antonio Gramsci
Sayfa 133Kitabı okudu
Gösteren Düzlemindeki Her Değişiklik Bir Gösterilen (anlam) Değişikliğidir:
Gösterenle gösterilen arasındaki, başka bir biçimde söylersek biçimle içerik arasındaki eytişimsel ilişkiye Gramsci de şu sözlerle dikkati çekiyor: ''İçeriğin biçimine göre bir önceliğinden söz edilebilir mi.? Evet, ama yalnızca şu anlamda: Sanat yapıtı bir süreçtir ve içerik değişimleri aynı zamanda biçim değişiklikleridir de; fakat, içerikten konuşmak biçimden konuşmaya göre 'daha kolay'dır, çünkü içerik mantıksal olarak 'özetlenebilir'. İçerik biçimi önceler dendiğinde, yalnızca şu söylenmek isteniyor: Yapıtın işlenişinde, ardıl girişimler, içerik adıyla gösteriliyorlar, o kadar. Doyurmayan ilk içerik aslında biçimdi de; doyurucu 'biçim'e ulaştığı zaman, içerik de değişmiştir. * Antonio Gramsci
Sayfa 117Kitabı okudu
Şiirin Ayırıcı Özelliği Anlamsal-Teknik Niteliktedir
Cevdet Kudret, Kuvâyı Milliye destanının arkasına eklediği notlarda, bazı dizelerin son biçimleriyle ilgili olarak kimi açıklamalar yapıyor. Örneğin, ''Mansur doğruldu apansızın/yana attı kendini/kaçıyor bayır aşağı'' dizeleri, çeşitli değiştirmeler sonunda, ''Mansur doğruldu apansızın/kaçıyor bayır aşağı''
Sayfa 117 - (Sayfa: 114-117)Kitabı okudu
Dilde Dışlaşmayan Düşünce Bir Bulutsudur:
''Dil, kâğıda benzetilebilir. Düşünce kâğıdın yüzüyse, ses de tersidir. Kâğıdın tersini de kesmeden yüzünü kesemezsiniz. Aynı biçimde dilde, ne ses düşünceden, ne de düşünce sesten ayrılabilir. Böyle bir ayrım ancak bir soyutlamayla gerçekleşebilir. Ama bunun sonucu da, ya salt ruhbilim, ya da salt ses bilim yapmaktır. Demek ki dilbilim, bu iki düzey öğelerinin birleştiği sınır bölgesinde çalışır: Bu birleşme, bir töz değil, bir biçim yaratır.'' * Ferdinand de Saussure
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Göstergenin Değişmezliği:
''..hiçbir toplum dilini, önceki kuşaklardan kalan ve olduğu gibi kabul edilmesi gereken bir üründen başka bir biçimde tanımaz ve tanımamıştır. Bu nedenle, dilin kökeni sorunu sanıldığı gibi önemli değildir. Dilbilimin asıl konusu gerçek nesnesi; oluşmuş bir dilin doğal ve düzgün yaşantısıdır. Belirli bir dil durumu her zaman tarihsel etkenlerin ürünüdür. Dil göstergesinin niçin değişme olduğunu, başka bir deyişle niçin her türlü rastgele değiştirimlere karşı direndiğini bu etkenler açıklar.'' * Ferdinand de Saussure
Sayfa 105Kitabı okudu
Dilyetisi, Dil, Söz:
''Yalnızca başkalarını dinleyerek anadilimizi öğrenebiliyoruz. Anadilimiz, ancak sayısız deneyler sonucunda bir birikim oluyor beynimizde. Sonra, dilin evrimini sağlayan da sözdür. Dilsel alışkanlıklarımızı değiştiren şey, başkalarını dinleyerek elde ettiğimiz izlenimlerdir. Demek ki dille söz arasında karşılıklı bir bağımlılık var. Dil, sözün hem aracı hem ürünüdür. Ama bu gerçek, dil ile sözün kesinlikle ayrı iki şey olarak düşünülmesini engellemez.'' * Ferdinand de Saussure
Dilyetisi, Dil, Söz:
''Dil olmadan dilyetisinden söz edilemezse de, dili dilyetisiyle karıştırmamak gerekir. Dil bu yetinin hem toplumsal bir ürünüdür, hem de bu yetinin bireylerde işlemesini sağlamak amacıyla toplum tarafından benimsenmiş gerekli anlaşmalar bütünüdür.'' * Ferdinand de Saussure
Kavramın Olmadığı Yerde Biçim de Yoktur:
''Demek ki ozan, ozan olabilmek için, yani sonradan göreceğimiz o kendine özgü yolla da olsa, imgelerine biçim verebilmek için, tarihçiden ve genellikle bilim adamının yaptığından değişik olmayarak, sözcüğün en düz anlamında, düşünmek ve usavurmak, dolayısıyla, şeylerin doğruluğu ve gerçekliğiyle hesaplaşmak zorundadır.'' * Della Volpe
Reklam
Şiirsel İmge Bir İmge-Kavram Bütünüdür:
''Her ne kadar ilk bakışta aykırı gelse de, sanat dünyasında ve özellikle şiir dünyasında görülen eytişim (diyalektik), işte madde-us (ayrıtürden'ler) eytişimidir.'' * Antonio Aliotta
Şiirsel İmge Bir İmge-Kavram Bütünüdür:
''..yalnızca ''imgeler' veya 'sezgiler' aracılığıyla elde edilen sanatsal bir bilgiden söz etmek ve bu bilginin aynı zamanda ve örgensel bir birlik içinde kavramlar aracılığıyla da gerçekleştiğini belirtmemek, gizemcilik ve kötü bir dogmacılık olur.'' * Antonio Aliotta
Şiirsel İmge Bir İmge-Kavram Bütünüdür:
''Demek ki bir imge, ne kadar açık-seçik bir anlama bağlıysa, bizi o kadar heyecanlandırır ve kavrar. Kısaca, yalnız bizi inandıran imge, yani bir 'imge+anlam veya kavram', şiirsel olarak etkili olabilir.'' * Della Volpe
Şiirsel İmge Bir İmge-Kavram Bütünüdür:
''İmge, ne kadar anlamlıysa veya anlamla doluysa, o kadar açık-seçik, yani o kadar imgedir.'' * Della Volpe
Şiirsel İmgenin Ussallığı:
''..sezgici estetik anlayışına, en köklü ve çağdaş eleştiriyi Galvano Della Volpe getirmiştir. Della Volpe, bu eleştirisinde, en yeni bilimin ilkelerinden de yararlanarak, konuya gerçekten bilimsellik kazandırmıştır. ''Romantik kalıtım ve ona özgü estetik gizemcilikle yüklü (şiirsel 'imge' veya 'imgelem' terimi, bugün hâlâ Estetik'in ve edebiyat eleştirisinin karşılaştıkları en büyük engeli oluşturmaktadır. Bir yandan şiirsel 'imgenin' hakikat taşıyıcısı olduğu söyleniyor, ama öte yandan bunun us veya düşüncenin imgede örgensel olarak varoluşundan gelmediği örtülü olarak öne sürülüyor. Yani, us veya söylem (discorso) veya düşünce, şiirin başlıca düşmanı sayılmakta devam edilirken, 'imgenin' bir 'hakikat oluşu', dolayısıyla evrenselliği ya da tümelliği ve bilgi değeri üzerinde diretiliyor ve buna da 'sezgisel' deniyor. İlk bakışta şiirin özünden gelen ve aşılması olanaksız bir çıkmaz gibi gözüken bu çelişki, aslında, geleneksel-romantik-ruhçu (Hıristiyan-kentsoylu) estetik görüşünün iç çelişkisinden başka bir şey değildir. Bu çıkmaz ancak, geleneksel-romantik-ruhçu (Hıristiyan-kentsoylu) estetik anlayışının kökten ve bütünüyle aşılmasıyla giderilebilir.''
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.