Kafka'nın "Dava" sını Ahmet Cemal'in çevirisinden Can yayınlarından okudum.
Kitabın arka kapağındaki açıklamayı aynen yazıyorum.
"Dava, Korku Çağı diye adlandırılan XX. yüzyılda, insanoğlunun kuşatılmışlığının yazgıya dönüşünün öyküsüdür. Bu çağa korku egemendir; çünkü insan, hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme olanağından yoksun kalmıştır."
Kitabı bu çerçevenin içine koyup okursanız yazarın her cümlesinden anlamlar çıkartır, ibretler alır, düşünceye dalar ve ana temayı bulursunuz.
Yazarın yarattığı diyaloglar, betimlemeler, edebi üslup muhteşem.
Kafka'nın hukuk doktorası yaptığını, yaşadığı dönemi (1883-1924), yaşadığı toplumu ve siyasi ortamı düşündüğünüzde
bu romanı daha iyi çözümlersiniz.
Eğer bu havayı soluyamazsanız kitabı 20-30 sayfa okur bırakırsınız. Veya şöyle olur: Elinizde dikilecek bir kumaş var. İğnede var iplikte. Sürekli dikiyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz kumaşta dikilecek yer kalmamış. Ama ortada elbise falan yok. Sadece dikilmiş bir kumaş var elde!