1800'lü yıllarda yazılmış olan bu kitap, İngiliz edebiyatının en sevilen ve bilinen romanlarından biridir. aynı zamanda otobiyografik ögeler de taşıyor olması eserin önemini arttırmakta. Kitabın konusuna gelecek olursak, başkahramanımız tabi ki kitaba da adını veren David Copperfield. Bir yaşam öyküsü aslında okuduğumuz, David'in doğumu ile başlıyor hikaye. Daha çocukken yaşadığı aile trajedileri, büyük kayıpları, hayatta kalmak için verdiği savaşı okurken bir yandan da bir ömür onunla kalacak olan güçlü sevgilere de şahit oluyoruz. Hem çok sevildiği, hem de nefret edildiği; hem el üstünde tutulduğu, hem de eskimiş bir eşya gibi unutulmaya yüz tuttuğu günlerinde David'e eşlik ediyoruz. Derken gençlik dönemine geliyor sıra. İlk büyük aşkı, sınanan dostlukları, geçim savaşı, vefalı insanlar, insanı sırtından bıçaklayanlar derken aslında hayatın kısa bir özeti gibi olmuş. David'in yaşadıkları karşısında karakterinin evrilişi hikayesine tanık olmak isterseniz, şiddetle tavsiyemdir :)
Bu arada kitabın 1128 sayfa olması sizi korkutmasın, oldukça sade ve akıcı bir dille yazılmış bir klasik. Hatta okurken insan kendini olayların akışına öyle bir kaptırıyor ki, nasıl ilerlediğinizi anlamıyorsunuz bile :)