Hemite Dağı, Anavarza, Murt Çalısı... Yaşar Kemal'in eşsiz tasvirleriyle adeta kendimi o coğrafyanın içinde hissettim. Pampal çiçeği, itburnu çiçeği, Yarpuz bitkisi, Hıltan otu, Mantuvar çiçeği... Hiç duymadığım bitkilerin, çiçeklerin kokusu burnuma geldi. Coğrafyamızı Yaşar Kemal'in perspektifinden okuyunca kendinizi orada hissetmemeniz mümkün değil.
Bir yanda topraksız insanların çaresizliği, hor görülmüşlüğü...
Bir yanda töreye kurban edilen gencecik çocuklar ve evlat acısına rağmen töreyi devam ettirmeye gönüllü iki aile arasındaki çatışma, yozlaşma ruhsal betimlemeler ile(az da olsa) çok güzel aktarılmış.
Ve son olarak kitaptan bir alıntı:
*"Topraksız insan, sürüsüz çobandan beter olur."
*"Şu dünyada her bir yaratığın tutunacak bir dalı var, insanın yok. Şu dünyada yalnız olan, kimsesiz, çaresiz olan yalnız be yalnız insandır."