Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Devrimci Hukuk

Vural Savaş

Devrimci Hukuk Gönderileri

Devrimci Hukuk kitaplarını, Devrimci Hukuk sözleri ve alıntılarını, Devrimci Hukuk yazarlarını, Devrimci Hukuk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
480 syf.
9/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Muhafazakar yapıdaki ülkelerde demokrasiyi korumak adına hukukun nasıl kullanılması gerektiğini geçmişimizi hatırlatarak anlatan çok önemli bir eser. Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsızlığını sağlamanın öneminin ne kadar büyük olduğunu hatırlamak için herkesin okuması gerekiyor.
Devrimci Hukuk
Devrimci HukukVural Savaş · Bilgi Yayınevi · 201215 okunma
Beceri ve merak güdüsü geliştirme yerine, bilgi yüklemeye dayalı eğitim sistemi büyük bir sorundur. Sınava odaklı yapısı nedeniyle, yurt ve dünya sorunlarından habersiz, her söyleneni sorgulamadan benimseyen bireyler yetiştirmektedir.
Reklam
Bugünkü eğitimin en büyük eksikliği, özgür düşünme yetisi kazandırmaması ve sorgulamadan öğrenmeye dayalı otoriter bir sistem oluşudur.
Görsel işitsel olarak ayet ayet öğrenilen Kuranı Kerim ezberlendikten sonra işitsel olarak okunurken yeniden kaydedilmektedir. Her seviyedeki kayıtların güçlenmesini sağlayan bu durum, ezber olduğu için beynin tek yönlü çalışmasını sağlamaya başlamakta ve daha sonra da bir değişim yapılması ve yeni şeyler öğrenilmesi imkansız hale gelmektedir. Kuranı Kerimi anlamadan ezberleyerek ‘hafız’ olan kişilerde bu yapılanma değişmediği sürece yaratıcılık süreci kullanılmayacaktır.
İbni Haldun 14. Yüzyılda, “Çocukları Allah’ın kitabına başlatıp, anlamadıkları şeyleri okuttururlar ve önemli konuların öğretilmesi gerektiği yaşlarda vakitlerini bu işe harcatırlar” diye yazmıştı.
Dikkat edin: özellikle İslam ülkelerinde “Yaşken eğilmiş ağaçlar”ın çoğaltılmasıyla, o ülkelerin emperyalist devletlerin güdümüne girmesi, demokratikleşmenin olanaksız hale gelmesi, doğal kaynaklarının zenginliği ne olursa olsun iktisaden kalkınamaması, yolsuzluk sıralamasında ön sıralarda yer kaplaması doğru orantılıdır.
Reklam
Kuran kurslarında, küçücük çocuklara, isteğine bakılmaksızın yaptırılan çağdışı eğitim, hep şu gerekçeye dayandırılmıştır: “Ağaç yaşken eğilir” çocukları, çağdaş dünyaya uyumlu şekilde yetiştirilmesi gereken bir “insan” olarak değil; yaşken eğilmesi gereken bir ağaç olarak gören babadan, eğitimciden ve politikacıdan, ülkesi için güzel şeyler yapması beklenebilir mi?
...Sakallı celal bu hikayeyi de anlattıktan sonra “İşte o günden beri birtakım insanlar büyük kitlelerin beynini mistik ve metafizik düşüncelerle bağlayarak yoksul insanları emirlerinde kullanıyorlar ve kocaman tapınakları da bunun için yapıyorlar!” Diyerek konuşmasını bitirdi.(orhan karaveli, sakallı celal s.209)
LAİKLİK..
Laikleşme de geç kalmamız yüzünden rönesansın Avrupa’da adeta fışkırttığı ilimleri 19. yüzyılın ortalarında tanzimata kadar ülkemize sokmaktan kaçındık. İşin hem garip hem de feci yönü şudur ki, din adamları yenilikleri daima er geç kabul etmişler ve sonra gereken fetvaları vermişlerdir. Ancak her defasında bunu birkaç yüzyıl geç yapmakla Osmanlı ve İslam dünyasının hıristiyan aleminden hep geri kalması ve bu yüzden ezilmesi sonucunu husule getirmişlerdir... Buna göre laikliği Devrimlerimizin temeli Saymalıyız onun Atatürk devrimlerine kadar bizde mevcut olmaması, geri kalmamızın başlıca sebebidir; hatta BÜTÜN ÖBÜR GERİLİK AMİLLERİNİ DOĞURAN, LAİKLİĞİN EKSİKLİĞİ olmuştur.
Hikmet Bayur!
“Son yüzyıllara kadar Müslüman ve Hristiyan alemlerinde din, her işe karıştığı vakit, bütün siyasal, ekonomik vesaire ihtilaflardan birer din kavgası çıkardı. Her taraf, kendi iddiasını haklı göstermek için, Kurandan veya İncilden ayetler alıp onları işine geldiği gibi tefsir ederdi. Bu yüzden İslamda ve Hristiyanda bir sürü hizip, mezhep, tarikat vesaire türemiş ve aralarında pek kanlı savaşlar olmuştur. Laiklik, bu faciaları sebepsiz kılmış ve dinin kutsal ve yüksek durumunda kalmasını sağlamıştır. İslam dinini siyasal gereç yapanlar, ona dayanarak tutuculuk güdenler, her yeniliğe küfür ve biat diye düşman olanlar, dini tehlikeli bir gereç yapmışlardır. Laiklik, bu tehlikeyi önleyecek bir araçtır...”
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Mehmet Metinerden şaşırtan sözler :o
“...Bu gençlere cihat yolunda öldüğünde veya öldürüldüğünde, cennet vaat ediliyor. Şehadet, şehitlik kavramı öyle bir işleniyor ki... ‘Beni bekleyen ebedi bir hayat var. Ben öleceğim ve oradan cennete gideceğim’ diyorlar. El Kaide bağlantılı canlı bombacıların hepsinin inancı bu. Ölümsüzlüğü, yaşama tercih etme ideolojisinin adıdır şehadet.”
Mehmet Metiner, 23-24 şubat 2005 radikal gazetesi röportajı
“El Kaide dünyanın her yanında İslam adına terör yaratıyor. Müslümanlar mı şiddete yatkın yoksa şiddete yatkın insanlar Müslümanlığı bahane mi ediyor?” “İkisi de doğru. Müslümanlar şiddete yatkın bir psikoloji içindeler. Çünkü mağdur edildiklerine, kaybedecekleri hiçbir şeyin kalmadığına inanıyorlar. Özellikle müslüman gençler, psikolojileri ve sosyal konumları itibariyle şiddete yatkın haldeler. Daha eğitimsizler ve işsizler. Filistin sorunu adil bir biçimde çözülmedikçe, İslam ülkelerindeki baskıcı rejimler bitmedikçe böylesine öfke duyan ve bu öfkesini de cihat ve İslam adına kusan genç kuşağın varlığı sürer. Çünkü bu öfkeye, dinin cihatçı yorumu, şehadet boyutu da eklendiğinde, Müslüman gençler radikal islamcı örgütlerin unsuru olabilirler.
Köktencilik ve onun yarattığı terör, dinin hiç gelişmemiş beyinlere çok yanlış ve yönlendirici yerleştirilmesinden kaynaklanıyor... Böylesi eğitimi kimin eliyle, nasıl yapılırsa yapılsın kabul edemem... Hele bir de kötü niyetlilerin eline geçerse... Ailesi öyle istiyor diye, daha hiç gelişmemiş bir beynin ezberle yıkanmasına da “Demokrasi gereği” diyemem. (Hıncal Uluç, “Yapılan Gerçekten Din Eğitimi mi?” Sabah gazetesi, 9 Aralık 2003)
Hıncal Uluç
Kuran kursları din eğitimi vermezler. Kuranı hem de arapça ezberletirler. 6 yaşındaki çocuk, söylediklerinin kelimesini anlamadan ezberler. Adı üstünde “Hafız”lar. Ezberin bir eğitim değil, bir beyin yıkama aracı olduğunu bilmek için, pedagoji diplomaları almaya gerek yok. Henüz gelişmemiş bir beynin ne kadar kolay yıkanabileceğini düşünün.
Hıncal Uluç
Kur'an kursları konusunda alınan karar, Türkiye’yi felakete götürecek, Türkiye'yi iran yapacak, geleceğin Taliban'larını yetiştirecek adımların bir tanesidir. Türkiye, çocuklarına din eğitimi vermek isteyen aileler için bugün zaten cennettir. ilk ve ortaöğretimde din zorunlu derslerdendir. Bu dersleri yeterli görmeyen aileler için imam-hatip liseleri, dünyanın hiçbir laik ülkesinde görülmedik derecede yaygındır. Ülke eğitimcileri ve sosyal bilimcileri “Bu kadar imam-hatip okuluna gerek var mı?” tartışması yaparken, Akp hükümeti mevcutu az bulmuş artırmıştır... Yüksek eğitimde ilahiyat fakülteleri yurt çapında yaygındır. ...Şimdi tüm bu yaygın din eğitiminin nesi yeterli görülmemektedir ki, Kuran kurslarının bu kadar yayılmasına, genişlemesine izin verilmektedir.
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.