Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dini Kavramlar Sözlüğü

Kolektif

Dini Kavramlar Sözlüğü Gönderileri

Dini Kavramlar Sözlüğü kitaplarını, Dini Kavramlar Sözlüğü sözleri ve alıntılarını, Dini Kavramlar Sözlüğü yazarlarını, Dini Kavramlar Sözlüğü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
🌱 NEFS 🌱 ⁠●⁠ Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki "n-f-s" kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfüs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek
❛❛ MESCİD🌷 Sözlükte "secde edilen yer" anlamına gelen mescid, Müslümanların mabetlerine verilen bir isim olup, cami kelimesi ile eş anlamdadır. Kur'ân'da mescid kelimesi, çoğul şekli olan mesâcid ile birlikte 28 defa geçmiştir. Türkiye'de küçük mabetlere mescid, büyüklerine cami denilmektedir. Yeryüzünde ilk yapılan
Reklam
Perişan kalbime hayat, karışmış aklıma istikamet ver Rabbim.
İ'TİSÂM
Sığınmak, sarılmak ve korumak anlamlarındaki "asm" kökünden gelen i'tisâm, bir şeye yapışmak, tutunmak, sığınmak ve sarılmak demektir. Kur'ân'da beş âyette geçmiştir. Allah'a ve Allah'ın ipine (dinine, kitabına) sarılmak, yönelmek söz konusu edilmiştir. Allah'a ve dinine sarılmak; îmân edip sâlih ameller işlemek, Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına uymaktır. "Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın..." (Al-i İmrân, 3/103) buyuran Allah, Allah'a sarılan kimsenin doğru yola iletileceğini (Al-i İmrân, 3/31) ve bu kimseleri rahmetine dahil edeceğini (Nisa, 4/175) bildirmiştir.
Sayfa 283 - Doç. Dr. İsmail KARAGÖZKitabı okudu
ISTISLAH
Barışmak, sulh olmak anlamlarına gelen istislâh, fıkıh usûlü terimi olarak, mesâlih-i mürsele delilini benimseyip kullanmak demektir. (bk. Maslahat) (İ.P.)
Sayfa 281 - Dr. İbrahim PAÇACIKitabı okudu
İKÂLE
Sözlükte "ahdi veya alışverişi bozmak, affetmek" gibi anlamlara gelen ikâle, bir fıkıh terimi olarak, karşılıklı irade beyanı ile mevcut bir akdin bozulması demektir. İkâlede taraflar, bir baskı olmaksızın, tam olarak akdi bozmaya razı olmaları gerekir. Taraflardan birinin akdi bozmak yönündeki teklifinin, diğer tarafın aynı mecliste kabul etmesi üzerine ikale gerçekleşir. İkale yapılabilmesi için, akdin konusunun mevcut olması gerekir. Mesela satılan şey helâk olursa ikale yapılamaz. Akdin konusunun bir kısmının helâk olması halinde, mevcut kısmında ikale yapılabilir. Bedelin helak olması ise, akdin ikalesine mani değildir. İkâle ile akit bağı çözülür. Bunun sonucu olarak da, akdin doğurduğu neticeler ortadan kalkmış olur. İmam-ı Azam'a göre ikale, taraflar açısından fesih, üçüncü kişiler için ise yeni bir akittir. İmâm Ebû Yusuf'a göre, herkes için yeni bir akittir. İmam Muhammed'e göre ise fesihtir. (I.P.)
Sayfa 303 - Dr. İbrahim PAÇACIKitabı okudu
Reklam
ŞUF'A
Bir fıkıh kavramı olan şuf'a, satılan bir mülkü, satın alana kaça mal oldu ise, o miktar karşılığında mülkiyetine geçirme yetkisi veren bir haktır. Buna göre bir şahıs bir akârını, şuf'a hakkı bulunmayan birisine satsa, şuf'a hakkına sahip üçüncü şahıs, satım bedelini ve diğer masrafları ödeyerek akári cebren satın alabilir. Hak sahibine şefi', satılan mala da meşfi' denir. Şuf'a hakkı şefi'e mülkiyeti zorla alma hakkı vermenin yanında, akârın maliki ya da müşterisine, bu akârı bedeli karşılığında şuf'a hakkı sahibine teslim etme mükellefiyeti de yükler. Şuf 'a hakkı yalnızca akarlarda söz konusudur, mülk akár dışındaki mallar şüf'a hakkına konu olmaz. Bir akârda şuf'a hakkının doğmasının sebepleri, malda ortaklık, irtifak haklarında ortaklık, bitişik komşuluk şeklinde sıralanabilir. Farklı gruplardan şuf'a hakkına sahip kişiler bir arada bulunması halinde, öncelikle ortak olanın hakkıdır. Bundan sonra irtifak haklarında ortak olanlar, daha sonra da bitişik komşular hak sahibidirler. Şuf'a hakkının doğması için, akârın bir bedel karşılığında sahibinin mülkiyetinden çıkmış olması, şuf'a hakkı sahibi kişinin satışa rıza göstermiş olmaması gerekir. (L.P.)
Sayfa 620 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Vücûh şirketi
Vücûh şirketi (itibar şirketi), ortakların sermayesiz, sadece kredileriyle kurdukları kredi ve itibar ortaklığıdır. Bu şirkette, ortakların sermayeleri bulunmamakla birlikte, kendi itibarlarını kullanarak veresiye mal alıp satmak suretiyle ticaret yaparlar ve bundan elde ettikleri kârı aralarında paylaşırlar. Vücûh şirketinde veresiye olarak alınan malda ortakların hisselerinin eşit olması şart değildir; tazmin sorumluluğu ve kardan alacakları hisseler de hisse nispetine göre olur.
Sayfa 620 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
A'mal şirketi
A'mal şirketi (sanayi şirketi), iki veya daha fazla şahsın belli bir işi yapmak üzere kurdukları emeğe dayalı iş gücü ortaklığıdır. Bu şirkette ortaklar işlerini sermaye eder ve başkalarından iş alarak elde edecekleri kazancı aralarında paylaşırlar.
Sayfa 620 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Emval şirketi
Emval şirketi; ortaklardan her birinin, sermaye olmak üzere bir miktar mal ortaya koyup, bununla yapacakları ticaretten doğacak kârı paylaşmak üzere kurdukları şirkettir. Sermaye ve kārda eşitlik üzerine kurulan mufävada şirketi şeklinde kurulabileceği gibi farklı sermaye ve farklı kâr oranları tespit etmek suretiyle inan şirketi şeklinde de kurulabilir. Emval şirketinde sermayenin nakit olması gerekir. Nakit değil de bir mal ile ortaklık kurulmak istenirse, bunlar satılır ve sermaye olarak konur.
Sayfa 620 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
İnan şirketi
İnan şirketi ise, sermaye ve kârda eşitlik şartı bulunmayan ortaklıktır. İnan şirketinde ortaklar birbirlerinin vekili olmakla birlikte, aralarında kefalet bulunmaz. Kar payları taraflarca tespit edilen oranda taksim edilir. Içlerinden birine oranın dışında, kárdan muayyen bir miktar verilmesi caiz değildir. Akit şirketi, ortaya konan sermaye bakımından emval, a'mál ve vücüh şirketi şeklinde üçe ayrılır.
Sayfa 620 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Mufavada şirketi
Mufavada şirketi; eşitlik üzerine kurulan bir tür ortaklıktır. Tarafların şirkete sermaye olabilecek bütün mallarını ortaklığa dahil ederek sermaye ve hisselerinin eşit olması ve kârın da aralarında eşit olarak paylaşılması şartıyla kurulan şirkettir. Bu şekilde kurulan şirkette ortaklar birbirlerinin vekili ve kefili olurlar. Ancak, bu şekilde bir şirketin kurulabilmesi ve devam ettirilebilmesi imkânsız denecek kadar zordur. Belki babalarından miras kalan mal dışında malları bulunmayan ve bunu şirketlerine sermaye yapan kardeşlerin kurabileceği bir şirkettir.
Sayfa 619 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Akid şirketi
Akid şirketi ise, iki veya daha fazla kimsenin, sermaye, emek veya kredi imkânlarını belirli ölçüler içinde birleştirmelerini ve elde edecekleri karı aralarında paylaşmak üzere yaptıkları akiddir. Akid şirketi, diğer akitlerde olduğu gibi, ehliyet sahibi kişilerce, icap ve kabul ile kurulur. Şirkette kärdan hisse alabilmesi için ortağın ya çalışması, ya sermayeye katkıda bulunması, yahut da tazmin sorumluluğu taşıması gerekir. Ortaklar birbirlerinin eminidirler; bu nedenle elinde bulunan sermayenin kusursuz olarak tamamen veya kısmen helak olması halinde tazmîn sorumluluğu yoktur. Akid şirketi, sermaye ve kârın paylaşımı konusunda eşit olup olmaması ve ortakların yetki ve sorumlulukları bakımından mufävada ve inân şirketi kısımlarına ayrılır.
Sayfa 619 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
Mülk şirketi
Mülk şirketi, satın alma, hibe, vasi- yeti kabul, mirasçılık gibi sebeplerle bir mal veya hak üzerinde iki veya daha fazla kişinin ortaklığını ifade eder. Buna emlak şirketi de denir. (bk. Mülk Şirketi)
Sayfa 619 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
ŞİRKETİ
Ortaklık anlamına gelen şirket klasik fıkıh kaynaklarında genel olarak, mülk şirketi ve akit şirketi olmak üzere ikiye ayrılır.
Sayfa 619 - DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYINLARIKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.