Diyaloglar kitaplarını, Diyaloglar sözleri ve alıntılarını, Diyaloglar yazarlarını, Diyaloglar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beyaz duvar - kara delik; benim için bizim aramızda giriştiğimiz emeğin örnek-tipi budur, ne toplantı, ne yan yana sıralanma, ama ikisi arasında kaçan kırık bir çizgi, çoğalma, dokunaç.
Kendi saltanatlarına hiyanet etmek, kendi sınıfına, kendi cinsiyetine, kendi çoğunluğuna hiyanet etmek – bundan başka hangi sebep yazmak için bir neden olabilir? Ve yazıya hiyanet etmek. Çok kişi hain olmayı düşler. Hain olmak çok zordur, bu yaratmak demektir. Orada kendi benliğini kaybetmek lazımdır, kendi yüzünü kaybetmek. Kaybolmak gerekir, meçhul oluş gerekir.
Sonuç, yazmanın sonucu? Bir kadın oluşu, bir hayvan, bir zenci oluşunun ötesinde vs. minör oluşunun ötesinde, son olarak algılanmazlık edilemezlik-oluş vardır. Oh hayır, bir yazar «tanınmış», bilinen olmayı arzu edemez. Algınamaz, en büyük hızın ve en büyük yavaşlığın ortak karakteri, yüzünü kaybetmek, duvarı delip geçmek veya aşmak, büyük bir sabır ile duvarı törpülemek; yazmanın bunlardan başka bir sonucu yoktur.
Yazmanın başka bir işlevi yoktur: akım olmak ve diğer akımlarla birleşmek – dünyanın bütün minör-oluşları. Akım şiddet dolu bir şeydir, anında oluşur ve yerini bir başkası doldurur; yaratma ve yıkma arasındadır. Yalnızca bir akım yersizyurdsuzlaştığı zaman diğer akımlarla birleşebilir ki onlar da yersizyurdsuzlaşsınlar ve bunun tersi de mümkündür. Bir hayvan-oluşunda, bir insan ve bir hayvan birleşmektedirler, ama hiçbiri diğerine benzememektedir; hiçbiri diğerinin taklidini yapmamaktadır, biri diğerini yersizyurdlaştırır ve çizgiyi daha ileriye doğru iter. Ortadan değişinim (mutasyon) ve nöbetleme sistemi. Kaçış çizgisi bu oluşların yaratıcısıdır. Kaçış çizgilerinin ülküleri yoktur. Yazı birleşimi akımların birbirlerinin yerine geçmelerini sağlar ki yaşam kişilerin duygularından, toplumdan ve saltanatlarından kurtulsun.
Yara, belli bir yerde belli bir anda, bedenime edindiğim bir şeydir, ama gerçeğin ebedî bir gerçeği de vardır; tıpkı cisimsiz ve kaygısız bir olayın varolduğu gibi. "Yaram benden önce de vardı, ben onun yeniden doğması için dünyaya geldim"
.. bellek geçmişe değil, şimdiki zamana aittir. Bu bir oluştur. Tarih unutulur, oluşların sorunu coğrafyadır. Bir devrimci oluş, devrimin geçmişi veya geleceğinden daha önemlidir. Bir kadın-oluş veya bir hayvan-oluş cinsiyetlerin ve türlerin farkından çok daha önemlidir...
Pembe Panter’in dünyayı kendi rengine boyaması gibi kurşun geçirmez bir durum elde edilmiştir ve severek, sevmek için bile severek, kendi kendine yeterli olunabilir. Ben ve sevgi terkedilebilir...
Arzunun ne kadar basit bir şey olduğunu bilir misiniz? Uyumak bir arzudur. Gezmek bir arzudur. Müzik dinlemek, yahut müzik yapmak yahut yazmak arzudur. İhtiyarlık da arzudur. Ölüm bile.. Arzuda yorumlanacak hiç bir şey yoktur, arzunun kendisi deneydir.