Bu metin Azerice dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Kitabın ismi, kitabın bir anne ile çocuğu arasındaki tatlı bir sohbeti konu aldığı izlenimini veriyor. Aslında konuştukları konular pek de tatlı değil. Bu mektup öyledir ki çocuk küçük yaşta değil de belli bir yaşa geldikten sonra, özellikle de hayatı sorgulamaya başladığında okursa daha fazla sonuç alacaktır.
Spoiler vermemek adına detay vermekten kaçınıyorum, kısacası bir yandan kurgulanan sistemdeki belli faktörlere bağlı olarak kadına ve çocuklara yönelik tutumun nasıl değiştiğini gösteriyor.
Bir yandan da doğmaya değer mi, hayat yaşamaya değer mi gibi varoluşsal sorular sorar.
Elbette kitabın sayfa sayısı göz önüne alındığında her sorgulama çok derinlemesine yürütülmüyor. Dolayısıyla kadın hakları, feminizm, varoluşçuluk vb. Konuyla ilgili yeterince kitap okuduysanız kitabın size pek bir katkısı olmayacaktır ancak bu konulara yeniyseniz bazı konuları yeniden düşünmenizi ve yeniden değerlendirmenizi sağlayacağını düşünüyorum. Kitabı çok sevdim çünkü bu tür konuları düşündüğüm bir dönemde aklıma geldi.
Hatta son zamanlarda bazı kitaplara olan sevgimi eleştiri yazarak ifade etmem gerektiğini düşünüyorum. İncelemekteki amacım buydu ama yazarken kitap bana çok basit geldi, duygularımı yazıya yansıtamadım ama Oriana Fallaci bu kitabıyla bir yazardan çok daha fazlasıydı, bir kadın olarak gönül bağı kurduğum yazarlar. Bu konu hakkındaki düşüncelerini daha fazla okumayı çok isterim.