Sözler ve Alıntılar
Kendi hakikati peşindeki insan bir ironiyi oynuyor.
Buradayken Olmayacağım O Yerdeyim/Halil Nalçaoğlu
Türkiye'de sık sık unutmaktan söz ediyoruz. Ülke sınırları içinde ister kaba tekil saldırılar, ister kitlesel katliamlar, isterse organize onursuzlaştırma, özgürlükten alıkoyma eylemleri olsun, karşılaştığımız şiddet manzaralarını, kanıksıyor ve unutuyoruz. "Unutuyoruz" dediğimiz anda unuttuğumuzu söylediğimiz şeyi hatırlıyoruz. O halde "unutuyoruz" derken kastettiğimiz şey, çaresizliği işaret eden bir eylemsizlik aslında.
Sayfa 40 - Sayı 81
Arzu psikanaliz söylemi tarafından tutsaklaştırılmıştır
Şöyle bir özeleştiri yapmalıyım. Habermas'ın bazı önermelerine bakarsak insan toplumlarında üç ayrı temel teknik ayırt edebiliriz: Kişilerin nesneleri üretmesine, dönüştürmesine ve yönlendirmesine olanak sağlayan teknikler; kişilerin gösterge sistemlerini kullanmasına olanak sağlayan teknikler; son olarak da, kişilerin, bireylerin davranışlarını belirlemeye, onlara belirli hedefler ya da amaçlar doğrultusunda hük metmeye olanak sağlayan teknikler. Yani, üretim teknikleri, ifade ya da iletişim teknikleri, hükmetme teknikleri. Ama giderek daha da far kına varıyorum ki tüm toplumlarda başka bir tür teknik daha var: Kendi araçlarıyla, kendilerini dönüştürmek, bir düzene sokmak, bir mükemmeliyet, mutluluk; saflık, doğaüstü güç elde etmek için kişile rin kendi vücutları, kendi ruhları, kendi düşüncderi, kendi davranışları üstünde belirli sayıda işlem yapmasına olanak sağlayan teknikler de var. Bu tekniklere kendilik teknolojileri diyelim ... Tımarhaneleri, hapishaneleri ve diğerlerini çalışırken belki hükmetme teknikleri üstün de çok fazla durdum. Bu tür kurumda disiplin dediğimiz şey gerçek ten önemlidir. Ama bu, toplumlarda mevcut insanları yönetme sanatı nın/aklının (govemmentality) sadece bir yönüdür.
Uçup giden varoluşumuzu çaresizlik ve umutsuzlukla terk ederken belleğimiz bir ben'in var olduğu varsayımıyla bir ilişkiler ağı kurar.Var olmakla bellek arasında geçişi sağlayan bu ben, varoluşun dinamizmine çoğu zaman ayak uyduramaz. Böylece varoluş belleğin dışında devinir.Bu varoluşun içinde bir ben aradığında yani içe dalındığında ne olur?
Sayfa 79 - Özne Ve Söylem -Mukadder YakupoğluKitabı okudu
Zavallı Sadi'nin toprağından aşk kokusu tüter. Ölümünden bin yıl sonra bile koklasan yine bu kokuyu duyarsın.
Sevgilim; cennet uygun gönüllü dostların derneğidir. Uygunsuz dostla rın meclisi ise cehennemdir...