“...insan ruhunu yitirdikten sonra dünyalar onun olsa neye yarar.” Hiçbir bayağılık yoktur ki insanın hayatını alt üst etmesin. Hiçbir sevgi yoktur ki insanın kalbini taşlaştırmasın ve aşırı olan hiçbir iyi niyet yoktur ki insan bedelini ödemesin.
Kötülüğün şekle yansıyan, insan uzuvlarına tezahür eden, göz kenarlarına, dudak kıvrımlarına yerleşen bir yanı vardır. İyiliğin, güzelliğin, şefkat ve merhametin tabiatı gereği nasıl bir ışıltısı ve sıcaklığı varsa çürümüşlüğün de kanıtlanamaz bir şekli, kokusu vardır bedende. Dorian, ressam dostu Basil’in çizdiği portresinin kendi yerine yaşlanmasını diler, hep genç, duru ve masum kalması karşılığında ruhundan vazgeçer.
Güzellik ve gençlik uğruna Dorian'ın dileğinin gerçekleşmesi, yüzündeki güzelliğine karşıt içindeki kötülüğün yaşamını ele geçirmesini sağlar. Paranın, dostlarının, güzelliğinin karşılığını benliğini kaybetmekle öder. Yaşamın çekiciliğini nefsin doyumunda arayan Dorian, portresini yapan dostu Basil ile arkadaşı Lord Henry'nin onu tamamen değiştiren kişiler olduğunu zamanla anlar. Kendi portresinin yavaş yavaş şeytanileşmiş bir görüntü almasını ve kendisinin daima genç ve güzel kalışını izler. Mutlaka tavsiye ederim..