Dünya'da Barış kitaplarını, Dünya'da Barış sözleri ve alıntılarını, Dünya'da Barış yazarlarını, Dünya'da Barış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Tıpkı bir kara deliğe düşen ışığın kendini o çekimsel tuzaktan kurtaramaması gibi, savaşan insanlık, maddenin sırlarını ele geçirdikten sonra, teknoloji tuzağından kurtulamaz.” –
Stanislaw Lem
Polonya’dan dünyaya açılan ve tek başına Avrupa bilimkurgusunu Amerikan bilimkurgusuna karşı şahlandıran Stanislaw Lem’in önemli yapıtlarından biri olan
İnsanoğlu çok mantıksız bir yaratıktır ve insanlığı da burada yatar. Mantığı vardır ama bu önyargılarla, duygularla veya kökü çocuklukta veya anne ve babanın genlerinde olan davranışlarla büyük ölçüde bozulur.
"Son zamanlarda, Tichy’nin metinlerinin gerçek yazarı konusunda şüphe uyandıracak bazı sözler edildi. Basında ise, Tichy’nin bir gölge yazar kullandığı veya ortada Tichy diye biri olmadığı ve kitapların “Lem” adında bir cihaz tarafından yazıldığı yolunda iddialar var. Hatta, bu iddialar arasında en aşırııya varan bir tanesi, bu
Yine Lem, yine bir İjon Tichy serüveni. Yine eğlendiğim bir kitap oldu Lem'in bu kitabı da. Dördüncü roman henüz Türkçeye çevrilmemiş. Umarım o da dilimize kazandırılır.
Herkese iyi okumalar.
Savaş barıştı, Orwell’in, karşıtlığı ortadan kaldıran totaliter düşüncesinden dolayı değil, insan hayatı ve çevresinin her alanında doğal ile yapay arasındaki sınırı silen bir teknoloji yüzünden.
Aslına bakacak olursanız; ana karakterimiz, İtchy ile ilk karşılaşmamız değil. Stanislaw Lem meraklıları hatırlayacaktır, ilginç bir şekilde ve yeniden bir “ay” hikayesinde karşımıza çıkmasının bir anlamı olduğunu düşünüyorum.
Bundan dolayı, kitabın ortalarında küçük ama bir tekrar mevcut. Belki de hatırlatma desek daha doğru olacak.
Ben iyice, Lem’in bir zaman yolculuğundan geçtiğini, döndüğünde de aklında kalanları yazdığını düşünmeye başladım. Siz benim “deli” olduğumu düşünmekte -elbette- serbestsiniz. Fakat anlatılanlar bana ütopyadan çok “bakın, sizi uyarıyorum...” mektubu olarak gelmeye başladı. Bu, Yazar’ın okuduğum beşinci kitabı ve böyle bir yorumu kendime hak görmeye başladım.
Stanislaw Lem’in felsefi bir derinliği var. Yetmiyormuş gibi buna, nöroloji, sosyoloji ve astroloji’yi ekliyor. Abarttığımı düşünenler için, bu kitabı okuduktan sonra bu konuyu tartışmaya açığım. Siz de benim gibi bunun tartışmaya değmeyeceğini düşüneceksiniz.
Edebi açıdan yüksek bir cazibesi olduğu söylenemez, daha çok okuyucu farklı kanatlardan kuşatılıyor. Bilim ve merak ile akıcılık zaten kendiliğinden sağlanmış. Bunu diğer eserleri için de söylemek mümkün.
Bu kitap muhteşem. Fakat, Solaris ile çıta o derece yüksek bir yerde ki...ben de yazsam, bi Solaris değil ama...diye içimden geçirirdim.
Fakat bana göre, nasıl halen Smells Like Teen Spirit’in üzerine çıkan bir şarkı yapılmadıysa, Stanislaw Lem’in tarzında da başka görmedim derim. E niye 9 verdin bu kadar övdün övdün derseniz de...dedim ya, bi Solaris değil ama.
Herhangi bir parça ancak milyonda bir kere bozulsa bile bir milyon parçası olan bir sistem bozulmak zorundadır, çünkü milyonda bir parçası bozulacaktır.