Bülent Ayyıldız'ın okuduğum ilk kitabı. Neşeli ve esprili öyküler ile başlıyor kitap. Kitaba başlar başlamaz kafamın uyuştuğu bir arkadaş bulmuş gibi hissediyor, bazı tespit ve benzetmelerini okurken kendimi sesli bir şekilde gülerken buluyor, kendime şaşırıyorum. Güzel bir başlangıç yakaladıktan sonra nükteli hava fazla uzun sürmüyor. İkinci bölümü bir sınır çizgisi kabul edersek, ardından gelen hikayelerde dramatik, mistik ve tarihsel konular daha baskın gelmeye başlıyor.
Yazar dili kullanma becerisini baştan sona belirli bir seviyede sürdürüyor. Kitaba dönüp baktığımda, aklıma bitirmekte zorlandığım sadece bir hikaye geliyor, gerisi bir solukta okunacak cinsten. Üstelik bir noktada, hikayeler ardı ardına akıp giderken, kitabı tek seferde tüketip bitirme kaygısı yaşadığımı, bu yüzden her hikayenin sonunda, sıradakine başlamadan önce soluklanmak için kendime bir mühlet verme kararı alıp uyguladığımı eklemem gerek.