Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyatımızın İçinden

Mehmet Kaplan

Sayfa Sayısına Göre Edebiyatımızın İçinden Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Edebiyatımızın İçinden sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Edebiyatımızın İçinden kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Konuşma da kültürü taşıyan bir nehirdir, ama pek çok şey döke saça gelir."
Sayfa 10
Yaşamak elbette okumaktan önemlidir.
Sayfa 10 - Dergâh Yayınları/ 5.baskıKitabı okuyor
Reklam
"bir ben vardır bende benden içeri."
"bu mısrayı, descartes'in 'düşünüyorum, şu halde varım.' cümlesi gibi büyük bir fikir yapısının temeltaşı olacak kadar sağlam ve kuvvetli buluyorum. (...) asırlarca eski olan bu mısra bugün söylenilmiş kadar yenidir. (...) şuur-altı veya derinlik psikolojisi de iç ve dış, üst ve alt diye birbirinden farklı iki ben esasına dayanmıyor mu? yunus gibi bu psikoloji taraftarları için de iç-ben, dış-ben'den daha önemli değil mi?"
Sayfa 11 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
EBEDÎ YUNUS
iptidaî kavimler, insanın içine cinlerin, şeytanların girdiğine inanırlar, dualar ve efsunlarla onları çıkarmamağa çalışırlardı. Bu bâtıl inanç, beşeri bir hakikati ifade eder. İnsanın içinde dış şartlarla izah olunamıyan bir şey vardır.
Sayfa 12 - Birinci Baskı: Nisan 1978
Maddi kainatta hiçbir şey insa­nın içindeki büyük boşluğu, sonsuz iştiyakı doyurmu­yor. Alain'in deyimi ile, büyük ve muhteşem sarayının ortasında kralın cam sıkılıyor. Ve kral gönlünü eğlen­dirmek için ziyafetler tertip ediyor, sürekli avlarına çı­kıyor, içiyor, insanları soytarı haline getiriyor. Bunlar da deli gönlünü oyalamazsa harb açıyor. Kahveden kahveye, sinemadan sinemaya, caddeden caddeye, komşudan komşuya, beldeden beldeye dolaşan, bu kai­nat sarayının taçsız hünkarları sizin de canınız sıkılmıyor mu? Siz de içden içe bu madde aleminden nef­ret etmiyor musunuz? Siz de ebedi sevgiliye: . Bana seni gerek seni diye haykırmıyor musunuz?
"siz de ebedî sevgiliye haykırmıyor musunuz?"
"maddi kainatta hiçbir şey insanın içindeki büyük boşluğu, sonsuz iştiyakı doyurmuyor. alain'in deyimi ile büyük ve muhteşem sarayının ortasında kralın canı sıkılıyor. (...) bunlar da deli gönlünü oyalamazsa harb açıyor. kahveden kahveye, sinemadan sinemaya, (...) beldeden beldeye dolaşan, bu kainat sarayının taçsız hünkârları sizin de canınız sıkılmıyor mu? siz de içten içe bu madde âleminden nefret etmiyor musunuz? siz de ebedî sevgiliye: bana seni gerek seni diye haykırmıyor musunuz?
Sayfa 14 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
Reklam
"dutulmadı yunus canı geçdi tamudan uçmagı"
mısrası, yunus'un ruhuna hâkim olan, aşma, ötelere gitme iştiyakının ne kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. onun için gaye ne bu dünya ne de öbür dünyadır. tanrı'nın kendisidir. cennet dahi eblehlerin canını esir eden bir tuzaktır.
Sayfa 18 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
Benliğimizin karanlık kaynaklarından fışkıran bir hayat hamlesi bizi yaşatır, dünyaya, başkalarına ve Tanrı'ya doğru götürür.
Sayfa 19
O devir insanları da bugünün insanları gibi muhakkak ki dinin bazı meselelerini halledemiyorlardı. İçlerinden bazıları, belki de şüphecilikle inkâra kadar gidiyorlardı. Fakat onlar gelenek ve çevrenin bugün için tasavvur edilmesi son derece güç baskısı altında şahsî duygu ve düşüncelerini söylemek imkânına sahip değillerdi. Bundan dolayı ya susuyorlar, ya Divan şairlerinde, Nasreddin Hoca veya Bektaşi fıkralarında görüldüğü gibi nükte ve fıkra usulüne başvuruyorlar veya Fuzulî ve Sinan Paşa'da hissolunduğu üzere uçurumun kenarında Tanrı ile boşluk arasında kıvranıyorlardı.
Sayfa 29 - Birinci Baskı: Nisan 1978
"gündüz realist, gece ise mistiktir."
büyük dinlerin hep çölden çıkmış olması da, belki, buralarda, insanların kozmik âlemle fazla içli dışlı olmalarındandır. zira gündüz tanrı'yı pek az akla getirir. gündüz realist, gece ise mistiktir.
Sayfa 34 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
Reklam
mecnun çöl gecelerinde yıldızlara baka baka dünyayı, kendisini ve hatta leylâ'yı unutur da karanlığın içinde kaybolup gitmeyi arzular.
Sayfa 34 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
"Büyük dinlerin hep çölden çıkmış olması da, belki, buralarda, insanların kozmik âlemle fazla içli dışlı olmalarındandır. Zira gündüz, Tanrı'yı pek az akla getirir. Gündüz realist, gece ise mistiktir."
Sayfa 38
"Nietzsche, neşeyi mustaripler yarattı, diyordu. Buna ilave edebiliriz: Şiiri de..."
Sayfa 41
"ürkme, hiçliği ifşa eder."
nadir şahısların duyduğu bu his öyle bir hâlettir ki bu anda insana etrafındaki her şey yıkılıyor, çöküyor, kayboluyor gibi gelir. "hiçbir tutacak kalmaz, varlığın kayıp erimesi ile sadece, bir hiçlik geri kalır ve bize doğru gelir. ürkme, hiçliği ifşa eder."
Sayfa 49 - dergah yayınları, birinci baskı.Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.