En Eski Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı sözleri ve alıntılarını, en eski Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ulaşmış olduğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.
Zenginliğin birinci doğal biçimi, fazlalık ya da artış biçimidir; ürünlerin derhal kullanım-değeri olarak gerekli olmayan bölümüdür ya da kullanım-değerleri basit gereksinme çerçevesini aşan ürünlere sahip olunmasıdır. Metadan paraya geçişi tetkik ettiğimiz zaman, ürünlerin bu fazla ya da artan kısmının, üretiminin az gelişmiş bir evresinde, tam anlamıyla değişim alanını teşkil ettiğini gördük. Fazla ürünler, değişilebilir ürünler haline ya da meta haline gelirler. Bu fazlalığın tam varlık biçimi, altın ya da gümüştür, zenginliğin, soyut toplumsal zenginlik olarak sabit olduğu ilk biçimdir. Altın ya da gümüş biçiminde, yani paranın maddesi içinde muhafaza edilebilen şeyler, sadece metalar değildir, altın ve gümüş de muhafaza edilen zenginliktir. Bir kullanım-değeri, tüketilerek, yani onları yok edecektir ki, kullanım-değeri olarak kullanılır. Ama altının, para olarak kullanım-değeri, değişim-değerinin taşıyıcısı olmak demektir, şekilsiz madde olarak altının kullanım-değeri, genel emek-zamanının maddileşmesi demektir.
Ulaşmış olduğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.
Ve Marx, acı bir alayla, şunları ekliyor:
"Bu kadar parasızlık çeken bir kimsenin "para" üzerine yazı yazdığını sanmıyorum. Bu konuyu işlemiş olan yazarların çoğu, araştırmalarının konusu bakımından son derece rahattılar."
”Bir toplumsal oluşum, üretici güçler yeteri kadar gelişmeden önce asla yok olmaz. (…) Onun içindir ki, insanlık kendi önüne, ancak çözüme bağlayabileceği sorunları koyar; çünkü yakından bakıldığında her zaman görülecektir ki sorunun kendisi, ancak onu çözüme kavuşturacak olan maddi koşulların mevcut olduğu ya da oluşmakta olduğu yerde ortaya çıkar…”
Zenginliğin birinci doğal biçimi, fazlalık ya da artış biçimidir; ürünlerin derhal kullanım-değeri olarak gerekli olmayan bölümüdür ya da kullanım-değerleri basit gereksinme çerçevesini aşan ürünlere sahip olunmasıdır. Metadan paraya geçişi tetkik ettiğimiz zaman, ürünlerin bu fazla ya da artan kısmının, üretiminin az gelişmiş bir evresinde, tam anlamıyla değişim alanını teşkil ettiğini gördük. Fazla ürünler, değişilebilir ürünler haline ya da meta haline gelirler. Bu fazlalığın tam varlık biçimi, altın ya da gümüştür, zenginliğin, soyut toplumsal zenginlik olarak sabit olduğu ilk biçimdir. Altın ya da gümüş biçiminde, yani paranın maddesi içinde muhafaza edilebilen şeyler, sadece metalar değildir, altın ve gümüş de muhafaza edilen zenginliktir. Bir kullanım-değeri, tüketilerek, yani onları yok edecektir ki, kullanım-değeri olarak kullanılır. Ama altının, para olarak kullanım-değeri, değişim-değerinin taşıyıcısı olmak demektir, şekilsiz madde olarak altının kullanım-değeri, genel emek-zamanının maddileşmesi demektir.