Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı

Karl Marx

Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı Sözleri ve Alıntıları

Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı sözleri ve alıntılarını, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitap alıntılarını, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kullanım-değerleri, doğrudan doğruya geçim araçlarıdırlar. Ama öte yandan, bu geçim araçlarının kendileri toplumsal hayatın ürünleri, insanın hayat gücünün sarfedilmesinin sonucu, maddileşmiş emektirler.
Nitekim kullanım-değerlerinin nesnel farkları, üretim sürecinde, kullanım-değerlerini doğuran eylem farkları biçiminde belirmektedir. Kullanım-değerlerinin özel maddesinden ilgisiz olarak, değişim-değeri yaratıcısı emek, emeğin kendisinin özel biçimi karşısında da ilgisizdir. Üstelik çeşitli kullanım-değerleri, değişik bireylerin eylemlerinin ürünleri, bu bakımdan da bireysel karakterleri ile birbirinden ayrılan çalışmaların sonucudurlar. Ama değişim-değeri olarak, bunlar, birbirinden farklı olmayan eşit emekleri, yani içinde emekçilerin bireyselliklerinin silindiği emeği temsil ederler. Demek ki, değişim-değeri yaratıcısı emek, genel soyut emektir.
Reklam
İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.
Sayfa 23 - ÖnsözKitabı yarım bıraktı
"İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır."
Metanın kullanım-değeri ele alındığında, onun özel faydası, içermiş olduğu emeğin belirli ve sistemli karakteri düşünülmektedir; ama meta bakımından, bu emeği, yarar sağlayan emek olarak düşünmemiz gerekmez. Kullanım-değeri olarak ekmekte bizi ilgilendiren şey, onun besleyici özellikleridir, çiftçinin, değirmencinin, fırıncının vb. emeği değil.
... bireylerin karşılıklı varlığı, metaların varlığıdır, ve onlar böylelikle, gerçekte, ancak değişim sürecinin bilinçli destekleri gibi görünürler.
Reklam
Tarihte bir iç gelişme, zincirleme bir iç bağlantı olduğunu kanıtlamayı deneyen ilk adam Hegel’dir, ve onun tarih felsefesindeki birçok şey, bugün bize ne kadar tuhaf gelirse gelsin, onu izleyenleri, hatta ondan sonra tarih üzerinde genel muhakemeler yürütmeye kalkışanları kendisiyle kıyasladığımızda, temel anlayışının yüce niteliği bugün de hayranlığa layıktır.
Kökeninde, gerçekten metaların değişim süreci, ilkel toplumların bağrında değil, bu toplumların sona erdikleri yerde, sınırlarında, öteki toplumlarla temasa geçtikleri tek-tük noktalarda belirir.
Metaların değerini belirleyen şey, aynı emek-zamanı içinde hangi oranda üretilebildikleridir.
Hegelciler hiçbir şey anlamadıkları halde her şey üzerine yazabiliyorlar.
Reklam
Ve Marx, acı bir alayla, şunları ekliyor: "Bu kadar parasızlık çeken bir kimsenin "para" üzerine yazı yazdığını sanmıyorum. Bu konuyu işlemiş olan yazarların çoğu, araştırmalarının konusu bakımından son derece rahattılar."
Sayfa 20 - Sol
Eğer bir ürünün değişim-değeri, içerdiği iş-zamanına eşitse, bir iş gününün değişim-değeri, bir iş gününün ürününe eşittir, ya da, ücretin emeğin ürününe eşit olması gerekir.
Biz, değerlerin hayali ölçüsünü, altını muhafaza ederek, böylelikle ülkenin üretici güçlerini engelleyecek miyiz, yoksa, değerlerin doğal ölçüsünü, emeği kabul ederek ülkenin üretici güçlerinin serbest bırakacak mıyız?
Egemen-Vassal Arasındaki Üretim-Dağıtım İlişkisi
Bütün fetihlerde, üç olasılık vardır. Fatih kavim, fethedilen kavme kendi üretim tarzını kabul ettirir. (örneğin bu yüzyılda İngilizler, İrlanda'da, ve kısmen de Hindistan'da); ya da fatih kavim, eski üretim tarzının devamına izin verir ve bir vergi almakla yetinir (örneğin Türkler ve Doğu Romalılar); ya da karşılıklı bir etkileme meydana gelir ve bu, yeni şeyin, bir sentezin doğmasını sağlar (kısmen Cermen fetihlerinde olduğu gibi). Bütün bu durumlarda, üretim tarzı, fatih halkınki olsun, fethe uğrayan halkınki olsun, ya da daha önceki iki tarzın kaynaşmasından meydana gelen olsun, yeni meydana gelen dağıtım için belirleyici niteliktedir. Bu dağıtım, böylelikle, yeni üretim döneminin önkoşulu gibi görünmekle birlikte, kendisi de, üretimin, yalnızca genel tarihsel üretimin değil, şu ya da bu belirli tarihsel üretimin bir ürünüdür.
Sayfa 263 - 4. baskı - Temmuz 1979
Ulaşmış olduğum ve bir kez ulaşıldıktan sonra incelemelerime kılavuzluk etmiş olan genel sonuç, kısaca şöyle formüle edilebilir: Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar, aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler kurarlar; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut temeli oluşturur. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal, siyasal ve entelektüel hayat sürecini koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.
Sayfa 22 - Sol Yayınları
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.