şimdi hiçbir tutkunun o tutkuyu içinde taşıyan kişinin yapısını değiştirecek kadar güçlü olmadığına inanıyorum. Ölünebilir, yine de değişmez hiçbir şey.
Senin denediğin her şeyi denedim. Kendimi öldürme derecesine geldim, cesaretim yetmedi ama. Oyun burda işte: Kendini öldürmeyi düşünecek kadar zayıf olan, öldüremeyecek kadar da zayıf oluyor.
Murathan Mungan'ın usta kaleminden çıkan "Erkeklerin Hikayeleri", farklı erkek karakterlerin iç dünyalarına derin bir bakış sunan on altı öyküden oluşuyor. Her öyküde, toplum tarafından dayatılan kalıplara sığdırılmaya çalışan erkeklerin duygularını, zaaflarını, arayışlarını ve yalnızlıklarını keşfediyoruz.
Kitapta yer alan kahramanlar, sıradan hayatlar yaşayan sıradan insanlar gibi görünseler de, her birinin kendine özgü hikayeleri ve mücadeleleri var. Kimisi sevginin arayışında, kimisi kimlik arayışında, kimisi ise geçmişin gölgesiyle boğuşuyor. Çok çeşitli öykülerinden oluşan bu seçkide karakterler tasvir edilirken klişelere yer vermeden, karmaşık duyguları ve çelişkileri ustalıkla işliyor.
"Erkeklerin Hikayeleri", sadece erkekler için değil, kadınlar için de oldukça ilgi çekici bir kitap. Bu öyküler sayesinde, erkeklerin nasıl düşündüğünü, nasıl hissettiğini ve nelerle mücadele ettiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Ayrıca, toplumsal cinsiyet rolleri ve erkeklik algısı üzerine de düşünmemizi sağlıyor.
Eğer insan psikolojisine ve farklı bakış açılarına ilgi duyuyorsanız, "Erkeklerin Hikayeleri"ni kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
"Şu anda yaşanmakta olan zaman, bitmeye yaklaşması nedeniyle birinci yarısından daha hızlı geçmesi gibi, insanın ömrü azaldığından, yaş arttıkça zaman daha mı hızla akıp gider? Yoksa bu hedeflere mi bağlıdır?"
"İnsan birine ikinci kez âşık olabilir mi? İkincisinde onu, fazlasıyla yakından tanımıyor mudur? Âşık olmak, ötekini henüz tanımamayı, ötekinde, insanın kendi arzularının izini düşüreceği beyaz alanların olmasını gerektirmez mi? Yoksa izdüşümün gücü, gerektiğinde, idealindeki imgelerin izini ötekinin sadece beyaz alanlarına değil, tersine onun bitmiş renkli haritasına da yansıtacak kadar kuvvetli midir? Yoksa izdüşümsüz aşk var mıdır?"